'Kontrol erozyonu': Nükleer tehdit söylemi tırmanıyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer denemeleri yeniden başlatma açıklamasına yanıt olarak, olası Rusya nükleer testleri için hazırlık yapılması talimatını verdi. 5 Kasım'daki Rusya Güvenlik Konseyi toplantısında gündem, Trump'ın "diğer ülkelerle eşit şartlarda" nükleer test emri nedeniyle değişti. Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov, ABD'nin bu hamlesini stratejik saldırı silahlarını aktif olarak güçlendirmeye yönelik bir işaret olarak yorumlayarak derhal test hazırlıklarına başlanmasını önerdi. Konu Rusya dışı basında da geniş yer buldu.
Amerikan NBC News kanalı, Trump'ın kararının nükleer fizikçiler ve silahsızlanma uzmanlarınca sert şekilde eleştirildiğini aktardı. Uzmanlara göre, Washington'ın fiili testlerden kazanacağı çok şey yok ve bu hamle, büyük olasılıkla Moskova ve Pekin'in de aynısını yapmasına neden olacak. Hindistan merkezli Firstpost ise bu adımın, Soğuk Savaş'ın ardından oluşan sembolik kısıtlama mekanizmalarından birini daha yok etme tehdidi oluşturduğunu vurguladı.
Alman Spiegel dergisi, iki nükleer süper gücün halen yaklaşık beşer bin savaş başlığına sahip olduğuna dikkat çekerek, olası bir nükleer savaşın medeniyetin sonu anlamına geleceği uyarısında bulundu. Uzmanlar, böyle bir felaketin ani değil, uzun bir çatışma sürecinin sonucu olacağını belirtiyor. Fransız Le Figaro gazetesi, Putin'in "tek taraflı hareket etmeyeceklerini" vurguladığını, ancak Rusya'nın bir ilk test yapması durumunda, 1990'dan beri yaklaşık 30 yıldır süren küresel nükleer test moratoryumunun sona ereceğini yazdı. Bu durum, Moskova, Washington ve Pekin arasındaki stratejik dengeyi alt üst edebilecek bir zincirleme reaksiyonu tetikleyebilir.
İngiliz Financial Times gazetesi küresel çapta nükleer silah kontrol sisteminde bir erozyon yaşandığını iddia ederek, yeni sistemler geliştirilme telaşının ve denemelerin yeniden başlatılmasına dair sorumsuz açıklamaların giderek daha fazla endişe yarattığını belirtti. Haberde, on yıllardır süren stratejik dengenin, Çin'in nükleer gücünü artırmasıyla bozulabileceği kaydedildi. Pentagon'un tahminlerine göre, Çin'in cephaneliği 2030 yılına kadar 600 savaş başlığından 1000'in üzerine çıkabilir. Bu durum, ABD'yi gelecekteki silah kontrol anlaşmalarına Çin'i de dahil etmeye zorluyor.
Polonya'nın Rzeczpospolita gazetesi, Kuzey Kore'nin 2017'deki testini hatırlatarak, büyük güçler arasında yeniden başlayan nükleer test söylemlerinin küresel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğuna işaret etti. Yaşanan bu gelişmeler, Soğuk Savaş sonrası oluşan nükleer düzenin ciddi şekilde sarsıldığını ve dünyanın, güvenlik mimarisini yeniden şekillendirebilecek tehlikeli ve istikrarsız bir nükleer rekabet dönemine girebileceğini gösteriyor.
7.11.2025

Реклама