Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

PAZAR YAZISI/ Eğer o güzel insanlar dergâhı hâlâ açıksa...

 

 

Ben birkaçının ismini bilirim kaç yıldır, onlar beni hiç bilmez. Ama sanki kırk yıllık dost gibi her seferinde selamlaşırız, hal hatır sorarız. Hesap istediğimde hep "Bir çay ikram edelim" derler. ıstemezsem ısrar etmezler, ama laf olsun diye söylemediklerini adım gibi bilirim. Kalabalık masaların arasından usulca geçip dışarı çıkarken, nasıl becerirler bilmem, ama her seferinde içlerinden biri yetişir, "Afiyet olsun, yine bekleriz" diye uğurlar dost sesiyle. Ya da kolonya döker şişesinden.

Ah nasıl anlatsam size burayı! Eş-dost mekanlarını gezip övgü düzmek benim

işim değil. Övgüye değer çok yer olsa da. Zaten bu yazı bir mekana, yemeklere övgü için değil: Bu yazı, 15 yıldır yurtdışında yaşayan, ne kadar uzakta olursa olsun memleketle yatıp kalkan bir faninin "Ne olacak memleketin hali?" sorusuna cevabı. ıçinden Moskova geçmeyen muhtemelen ilk ve son yazı.

Burası benim için Türkiye laboratuvarı Burası, toz duman içinde, kayıkçı kavgalarının hayhuyunda çıkmaz sokaklara vuran Türkiye değil; hepimizin olmasını istediği güzel Türkiye'nin aynası, vitrini. Burası güzel insanlar dergahı. Muhtemelen benimle yaşıt. Ben belki bir on yıl evvel, bir dostun tavsiyesiyle midemi ödüllendirmek için girmiştim bu kapıdan. Ama artık midem bahane; ruhumu, beynimi, memlekete dair umutlarımı yeşerertmek için yılda birkaç kez buradayım.

Alt kattaysam süzme mercimek çorbasıyla başlar, kavurmalı bir pide söyler, üst kattaysam hamsili pilavı, güveçte kurufasulyeyi illa ki tadarım ve etrafı seyre dalarım. Türkiye'de öldüğünden, can çekiştiğinden söz ettiğimiz hemen her şey burada dimdik ayaktadır. Kapıdan giren herkes samimi bir sesle "Hoşgeldiniz" diye karşılanır, beyaz temiz mermer zeminin üstündeki ahşap ve deriyle karışlık zevkli masalara, sandalyelere buyur edilir. Personelin çoğu, yaşı kemale ermiş, sinek kaydı traşlı, beyaz gömlek ve kravatlı, her yanlarından beyefendilik akan insanlardır. Aradaki birkaç yeni yetme genç de usulü, erkanı bilir. Masalarda oturanlar Türkiye mozağidir. Esnaftan üniversiteli gençlere, başörtülü ailelerden ıstanbul'un nesli tükenmekte olan aristokrat ailelerine, başka bir yerde yan yana gelmeyecek müdavimler dirsek dirseğe yemek yer. Burası herkesin ortak paydasıdır.

Ortam ne 'Avrupai' diye yapaylığa bulanmış 'kebap retoranları'na benzer, ne de 'bir lokma, bir hırka' hayatın ifadesi sıkıcı bir sadeliğin izleri görülür. Her şey kararında ve olması gerektiği gibidir. Ne eksik, ne fazla. Kimseye benzemek gibi bir derdi olmayan, 'kendisi olan' bir mekandır burası. Memleketin hastalıklarına reçete gibidir. Duvarları eşi bulunmaz eski ıstanbul fotoğraflarıyla doludur. 'Constantinople' yazan yerlerin üstünü kapatacak kadar tutucu, en tepeye ve en güzel yerlere Atatürk'ün orijinal, özenli ve devasa fotoğraflarını asacak kadar cumhuriyet tutkunudurlar.

Bu dergahın sırrı, herkesin işini sevmesi ve çok iyi yapmasıdır. Hangi masada tabak, bardak boşalsa, patron mu, garson mu fark etmez, en yakından geçen ihtimamla alır kaldırır. Mutfağa su, odun taşıyan hamala bile çay ikram edilir, açsa yemek verilir. Ne yüksek perdeden, TV ekranlarındaki gibi boş siyaset tartışması duyarsınız, ne kulağı rahatsız eden gürültülü müzik çalar, ne garsonlar sonu gelmez futbol geyiklerine tepenizden laf yetiştirir. Sanki bu kapıdan giren mutasyona uğrar. Fırında odun ateşinde pişip çıkan pideyi tabağa koymadan bir süpürgeyle altının tozunu alan, bir fırçayla üstüne Trabzon tereyağı süren ustanın ışıldayan yüzünde, eserine tapan bir sanatçı özeni görürsünüz.

Türkiye'den birkaç ay uzak kalıp da 'Memleket batıyor' hezeyanları dayanılmaz hale gelince aklıma Ban Pide gelir. Bir punduna getirip yolumu ıstanbul'a, Sarıyer'e düşürürüm. O mekan açıksa, Türkiye için hala umut vardır. Çünkü orası özlediğim, düşünü kurduğum Türkiye'dir. Medyanın sokaktaki hayatı kahkaha aynası gibi çarpıtıp yanıstan hezeyanlarına kulak asmam; gerçek hayatın vitrinine uğrarım. Bilirim ki orası açıksa, o güzel insanlar dergahında işini iyi yapan güzleryüzlü insanların tenceresi hala kaynıyorsa, Türkiye mozayiği orada dirsek dirseğe karnını doyuruyorsa umudu kesmek için henüz erkendir. Gerisi lafı güzafdır.

23/3/2008

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама