Bir haftada ne değişti?
‘Belirsizlik’ Rusya gibi hızlı büyüyen, bunu da büyük ölçüde siyasi istikrara borçlu olan ülkelerde en hayati faktör.
Geçen hafta Coral Travel’in patronlarından Coşkun Yurt ile sohbet ederken ilginç bir dönemi birlikte hatırladık.
1996 devlet başkanlığı seçimi dönemi, siyasi belirsizliğin zaten kaygan zeminde giden bir ülkede nelere mal olacağının en iyi örneğiydi. Anketler ‘Komünistler iktidara geliyor’ diyordu. ış çevrelerinde herkesin eli yüreğindeydi. Medyada, Rus zenginlerinin sadece ailelerini değil, metreslerini de her ihtimale karşı Batı ülkelerine gönderdiklerini yazıyordu. Coşkun Yurt o günlerin ruh halini anlattı:
‘Ruslar geri gelemeyiz korkusuyla Türkiye’ye tatile gitmiyordu. Onların bırakın, biz bile aynı korkuyla Moskova’da, ofisimizde yatıp kalkıyorduk.’
Bir hafta öncesine kadar Moskova’da özellikle yabancı işadamlarının ruh hali, ‘ihtiyatlı iyimserlik’ten bir parmak daha eksideydi. Ne Putin’in kalacağı, ne iktidara aynı güveni verecek bir ismin geleceği, ne Kremlin duvarlarının gerisinde iktidar kavgalarının fitilinin ateşlenmeyeceği, ne iktidar boşluğu olmayacağı garantiydi.
Sözkonusu olan Rusya ise, hiçbir zaman ‘garanti’lerden söz edilemez elbette… Bugün de ihtiyatlı olmakta yarar var. Ama geçen hafta Putin’in başbakanlığa göz kırpmasıyla, sistemin yeni dönemde nasıl şekilleneceğini açık etmesiyle, bardağın boş tarafından dolu tarafına gözümüz kaydı.
şimdi daha da netleşen bazı noktalar var: Putin daha önce da yazdığımız gibi ‘gitmemek üzere gidiyor’. Yeni başkan da (şu an Zubkov’un şansı yüksek) aslında ‘gelmemek üzere geliyor’.
Ama Putin’in iktidardan gitmeyeceği, üstelik bunu anayasayı zorlamadan sistemin içinde bir çözüm üreterek yapacağı, böylece iktidarın genellikle devrimlerle, entrikalarla değiştiği Rusya’da saygıdeğer bir gelenek yaratılacağı söylenebilir.
Eğri oturup doğru konuşalım. Putin’in gitmesini ezici çoğunluk istemiyor. Bu hem Rusya’da hem de dünyada böyle. Bu ülkede iş yapan, ekmek yiyen yabancılar da ‘istikrarın korunması’ uğruna Putin’in kalmasını istiyor.
şikayetler, eleştiriler elbette var: Ekonomide devletleştirme politikaları, demokratik hak ve özgürlüklerin budanması, rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede fazla yol alınamaması, bürokrasinin gelişmenin yolunda engel olarak durması diye başlayıp uzatılabilecek bir liste var.
Ama son tahlilde, sözde alternatif isimlere bakılınca, Putin’in bu ülke için istikrar sembolü olduğunda, hatta bir "şans" olduğunda sanırım çoğunluk mutabık.
ışte son bir haftada Rusya’daki iklim bu yüzden değişti. Sohbet ettiğimiz Türk işadamlarından da aynı sinyali alıyoruz. Bir yıl sonrasına kuşkuyla bakanlar, şimdi Putin’in 5-10 yıl daha, hatta daha uzun süre iktidarda kalacağını düşünüyor ve Rusya’da kendi işlerinin yolunda gideceğine olan inanç tazeleniyor.
Rusya’da yabancıların şikayetçi olacağı çok şey olabilir, ama herkes her şeye rağmen hala buradaysa bunun sebebi Rusya’nın sunduğu maddi imkanlar. Bunun güvencesi de siyasi istikrar. Siyasi istikrar demek şu dönemde Putin demek. O da kalıyor. O halde sorun yok.
Zaten asla anlaşılmayacak ve kestirilemeyecek siyasi senaryolara kafa yormak yerine herkesin işine gücüne odaklanmasnda yarar var. Rusya’da yaşamak yabancılar için birçok açıdan zorlaşıyor ama kabul edelim ki Rusya hala ‘cazibe merkezi’. Ve anahtar sözcük hala tek: Putin.
10/10/2007
Реклама