Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

ısmail Boy'dan haftasonu neşesi: Azeri kardeşlerimizin Türkiye maceraları

 

Azeri kardeşlerimizin Türkiye maceraları

Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Azerbaycanlı kardeşlerimize gün doğmuştu. Bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı ve artık rahatça yurt dışına çıkabileceklerdi. SSCB zamanında ülke dışına çıkmanın çok zor koşulları vardı. Devlet görevlisi olarak yurt dışına çıkışların haricinde turist olarak çıkmak hemen hemen imkansız gibiydi. Zira yurt dışına çıkabilmek için gerekli olan pasaportu almak başlı başına bir dert idi. Gorbaçov ile biraz yumuşamaya başlayan sistemde pasaport almak nispeten kolaylaştı, ancak bu sefer de gidilecek ülke için vize sorunu çıkmıştı.

Türkiye’ye gitmek isteyen SSCB vatandaşları için Moskova Başkonsolosluğumuz ısrarla Türkiye’den noter tasdikli davetiye mektubu istiyordu. Davet edilecek şahsın Türkiye’deki tüm masraflarının davet eden tarafından karşılanacağına dair noterden belge çıkartmak gerekliydi. Buna rağmen Konsolosluğumuzda vize alımı için 45 güne varan bekleme süreleri oluşmaktaydı. Yani sizin anlayacağınız nasıl ki şimdilerde Federal Almanya Başkonsolosluğu önünde vize kuyrukları oluşuyorsa, bir zamanlar Moskova Türk Konsolosluğu önünde de benzeri kuyruklar oluşuyordu…

Bereket versin SSCB yıkıldıktan sonra rahmetli Turgut Özal bu vize belasını kaldırdı da  bizler de noterlerde sürünmekten kurtulduk…

Benim Bakü’ye ikinci gidişim SSCB yıkıldıktan sonraki döneme rastlar. Ermenilerin tamamı Azerbaycan’dan ayrılmış,  Bakü “Azadlık” Parkı’ndaki şehitlerin kanları daha yeni kurumuştu. Bakü’de katılmış olduğumuz ilk “Türk ihraç Ürünleri  Fuarı” nedeniyle verilen resepsiyonda  üniversitede eğitim görevlisi Resul Bey ile  tanıştık. Kaldığım beş günlük süre zarfında Resul Bey beni evlerine davet etti, eşi ve iki kızı ile tanıştırdı. Onlarla birlikte şehri gezdik, yemeğe çıktık, yani sizin anlayacağınız, her türlü izzet-i ikramda bulundular.
Dönüş vakti geldiğinde ben de kendilerine Türkiye’ye gelirlerse mutlaka aramalarını söyleyip telefon numaralarımı vermiştim.

ıstanbul’un güzel bir ilkbahar günü telefonum çaldı. Karşı telefonda Bakü’den Resul Bey  vardı ve ıstanbul’a gelip Aksaray’da bir otele yerleşmişlerdi.

-“Hamımız geldik” dedi (Maaile geldik, karım ve iki kızımla birlikte..)

Bakü’de gösterdikleri ilginin altında kalamazdım, hemen o akşam tüm ailesini yemeğe çıkarttım. Restoranda ne içmek istediğini sordum.

-Sizin neyiz var?

-Bizde “Rakı” var, aslan sütü de diyoruz.

-Ne cür bir şeydi ki o? Getir görek da…

Garson rakı bardağını yarısına kadar doldurup bekledi, Resul Bey başını kaldırıp garsona baktı.

-Niye tökmür ki? (Niçin dökmüyor?)

-Bak bu içki biraz serttir, o yüzden biz bardağın yarısını da soğuk su ile doldurup alkolü hafifletiriz, dedim ama ikna edemedim.

-Neçe gradus dür?(Kaç derece alkol var?)

-45 derece

-Tök getsinnn.

Garsona bardağın tamamını doldurmasını işaret ettim, Resul bey bardağı kafasına dikti, fondip yapıp bütün bardağı tek seferde lıkır lıkır içti.

-Gözelmiş, bizim “Arak”a* okşuyur. ıçebilllik..

-Evet bazı Ortadoğu ülkelerinde de rakıya “Arak” derler,  diyerek onu onayladım.

Hay dilim tutulsaydı da “Arak” kelimesini söylemeseydim. Sebebini birazdan öğreneceksiniz. Bizimki o gece bir büyük şişeyi tek başına bitirdi ve hiçbir falso vermeden yemeğini bitirip kalktı. Tabii yemek siparişlerini verirken nerdeyse bizi bitirecekti o ayrı mesele. Kendi siparişini Türkçe vermek için ısrar etti, kemiksiz bir tavuk eti istemek için garsona

“Bir cüce getir, üstünde sümüğü olmasın” dedi…

………………………

Birkaç gün onlarla birlikte ıstanbul’da turistik gezi yaptıktan sonra bir akşam onları yalnız bırakmak zorunda kaldım ve tabii başları hemen belaya girdi…

Bizimkiler o gece kendi başlarına bir restorana gidiyorlar, Resul Bey rakının tadını aldı ya, Nasılsa Türkçe de biliyor, hemen garsonu çağırıp vermiş siparişi:

-Oğul, bana “arak”,  kızlara “sok”. (Yani “bana rakı, kızlara da meyve suyu”.)

Garson önce anlamamış, tekrar ettirince de bizimkinin üzerine yürümüş. “Ulan p…k burasını sen ne sandın..” diyerek. Gürültüye yan masaların birinden Rusça bilen bir müşterinin yardımı ile son verilmiş.

Bu olayı geçenlerde bir arkadaşıma anlattım,

-Hiç sorma ya böyle şeyler hep oluyor, biliyorsun bunlar tereyağına da “kere” diyorlar ya, geçenlerde Azerilerden  birisi oturduğu mahalledeki küçük markete girip tezgahtaki adama “Mene bir “kere” verebilersiniz mi?” diye sorunca, bakkal amca elinde bıçakla adamı kovalamış…

Hani meşhur bir Karadeniz fıkrası var: (Bütün Temellerin engin hoşgörüsüne sığınıyorum.)

Temel omzunda bir papağan ile eczaneye girmiş. Dükkanın ortasında aniden durmuş ve kendi kendine,

-Ya ben ne alacaktım ki? diye sorunca, omzundaki papağan,

-Aspirin, diye atılmış.

Temel de aspirini eczacıdan istemiş ama papağan hemen atılmış,

-Efervesan olsun, suda eriyen cinsinden..

Temel parayı vermiş, papağan yine başlamış,

-Fişini almayı unutma, demiş.

Temel ödemeyi yapıp, fişi alıp tam çıkacakken, o ana kadar şaşkınlıktan dili tutulan eczacı dayanamamış sormuş,

-Bir dakika hemşerim ya, bunu nereden buldun sen?

Papağan geri dönüp,

-Oooo bunlardan bizim oralarda bir sürü var, demiş.
 
ışte bizimkiler de böyle, “Bunlardan Azerbaycan’da bir sürü var”

*Arak: Evliya Çelebi seyahatnamesine göre rakı üreticilerine “Arakçıyan esnafı” denirmiş. Muzlu rakı, hardaliye rakı, nar rakısı anlamına gelen “arak” sözcüğünden türeyen “araki” aslında “terleten” anlamına geliyor. Bu görüşe göre “rakı” sözcüğü de “araki”den türetilmiş.
Ancak bazı görüşlere göre de uzun taneli ve kabuklu “razaki” üzümünden yapılan anasonlu rakının “razaki”den dolayı rakı diye adlandırdığı söyleniyor.

Rakıya halk arasında aslan sütü denilmesinin nedeni ise; Osmanlı zamanında aslan kabartmalı kaplarda sunulduğu ve su katıldığında rengi sütle aynı olduğu  içindir.

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама