Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Herkes taşın altına elini sokmalı, Moskova'da artık bir Türk Evi kurulmalı


Bu konu her açıldığında bazı ‘kolaycı’ yaklaşımlar öne sürülüyor ve daha baştan çıkmaza giriliyor:  “Filanca Türk şirketi yapsın” ya da “Devlet yapsın” demekle iş olmuyor. Elbette ki bu konuda bazı büyük Türk şirketlerine diğerlerine oranla daha fazla yük ve sorumluluk düşmesi normal. Devletin de desteği ve en azından başlangıçta ‘öncü  rolü’ olmasa zaten Türkiye’yi temsil edecek böyle bir merkezin kurulması ve kapısına Türk bayrağı asılması mümkün olmaz. Ama böyle bir projenin hayata geçirilmesinin ilk ve ‘olmazsa olmaz’ koşulu, herkesin imkanı ölçüsünde taşın altına elini koymasıdır.

Biz ne öneriyoruz? Diyoruz ki, adına ister kısaca ‘Türk Evi’ diyelim, istersek Türk Kültür-Sanat Merkezi diyelim, kendine ait güzel bir binası olan bir örgütlenme Moskova’da hayata geçirilmeli. Düşünün: Moskova’nın merkezinde, konferans ve sergi salonuyla, kütüphanesiyle, Türkçe ve Rusça dil kursu derslikleriyle, çocuk kulübüyle, hobi kurslarıyla ve binanın imkanları elverdiği ölçüde genişletilecek aktivite alanlarıyla bir Türk Evi. Tercihen müstakil küçük bir bina. Ya da güzel bir binanın bir bölümü.

ıki önemli soru öne çıkıyor:
1- Bir Türk Evi’ni hangi parayla kurabiliriz?
2- Türk Evi’ni kurduktan sonra hangi gelirlerle yaşatabiliriz?

Başta da vurguladığımız gibi, böyle bir proje “Filanca firma Rusya’da çok para kazandı, onlar yapsın” denilerek bir veya birkaç şirkete ihale edilemeyecek kadar büyük ve maliyeti yüksek bir iştir. 3-5 yıl çnce belki 1-2 milyon dolara mal olacak proje, özellikle Moskova’da emlak fiyatlarının fırlamasıyla artık çok büyük bütçeler isteyen bir hale dönüştü. O halde, herkesin çorbada tuzunun olması için bir ‘samimiyet sınavı’ yapılabilir ve kaynak sorunu şu yöntemle çözülebilir:

Önce, Türkiye’nin Rusya’daki gururu olan en büyük şirketlere gidilmeksizin, Türk toplumu içinde bir ‘kampanya’ başlatılabilir. Önce elçiliğin rehberliğinde, Türk toplumunun önde gelen isimlerinden ve büyük şirket temsilcilerinden oluşan, tek amacı “Moskova’da Türk Evi kurulması” olan, başka hiçbir faaliyet konusu olmayan bir vakıf kurulur. Bu vakıf Türk Evi’nin amacını ve kuruluş yöntemini herkese ayrıntılı olarak anlatır. Proje için yaklaşık bir bedel belirlenir ve ilan edilir. Daha sonra da “en fazla 1 yıl süreli” bir bağış kampanyası başlatılır. Bu kampanyadan toplanması öngörülen para için de bir “hedef miktar” belirlenir. Elbette bu hedef para, projeyi tek başına gerçekleştirecek tutar olamaz, ama projeyi harekete geçirecekl, umut verecek bir para olur. Bu, önemli bir nokta. Neden “süreli bir bağış kampanyası”? Açıklayalım:

Bu kampanyada hiç kimseden başlangıçta nakit olarak hiç bir para istenmez. Sadece herkes bir ‘centilmenlik anlaşması’ndan başka hukuki bir bağlayıcılığı olmayan bir taahhütnameye imza atar ve der ki: “Eğer  bu kampanyanın 1 yıllık süresi sonunda, tıpkı benim gibi bu belgeye imza atıp taahhütte bulunan tüm kişi ve şirketlerin bağış tutarı hedeflenen bedele ulaşırsa, diğer tüm imza sahipleri gibi ben de bu parayı bağışlamaya söz veriyorum.”

Böylece 1 yıllık süre boyunca, büyük Türk şirketlerine hiç gidilmeksiniz ve onlardan birşey istenmeksizin, Türk toplumunun fertleri ve küçük-orta ölçekli şirketler taahhütlerini ortaya koyarlar. Eğer hedeflenen paraya ulaşılırsa, sıra büyük şirketlere gelir. Büyük şirketler de, daha bu ilk kampanyanın başında,bir başka taahhüt mektubuna imza atarlar. Onların mektubunda da şöyle yazar: “Biz aşağıda imzası bulunan şirketler, Türk Evi kurulması için Moskova’da Türk toplumunun fertleri ve küçük-orta ölçekli şirketler arasında başlatılan kampanyanın sonucunu bekleyeceğiz. şu aşamada hiçbir taahhütte bulunmayacağız. Eğer bir yıl sonunda toplumumuz, bizim katkımız olmaksızın, hedef olarak konulan bedele ulaşırsa, ancak ondan sonra, biz herbirimiz, o kampanya sonunda toplanan kadar parayı bu projenin gerçekleşmesi için tek tek bağışlamaya söz veriyoruz.”

şimdi gerçekçi olmaya çalışalım ve düşünelim. Eğer halkımız kendi çabasıyla birkaç yüz bin dolar gibi bir parayı toplasa... Sonra da ‘büyük şirketler ve kurumlar’ kategorisinden 20’ye yakın şirketin her biri, ilk toplanan kadar katkı payı sağlasa, Moskova’da bir Türk Evi kurulamaz mı? Cevabı birlikte arayalım.

Peki bir kez Türk Evi açıldıktan sonra, kendi ayakları üzerinde nasıl durabilir? Her seferinde birkaç büyük şirketin kapısını destek için çalmaksızı kendi yağıyla nasıl kavrulabilir?

Burada somut olarak söyleyebileceklerimiz şunlar: Moskova’nın merkezinde ‘kiracı’ olan ve muhtemelen her yıl kira için büyük paralar harcamak sorunda kalan iki Türk kurumu var: Türk Hava Yolları ve Turizm Bakanlığı Ofisi. Merkezde uygun bir yer bulunması durumunda bu iki kurum Türk Evi’nin kiracısı olabilirler ve böylece önemli bir gelir kaynağı yaratılabilir. Yine binanın bir bölümü, Türkiye’den gelecek saygın bir Türk restoranına kiralanabilir. Bina içindeki sergi ve konferans salonunun kiralanmasından da gelir elde edilebilir. Elbette ki bunun dışındaki etkinlikler ve bağışlarla da kaynak sağlanabilir.

Tüm bu anlattıklarımız ilk bakışta “imkansız baharlara duyulan özlem” gibi yankılanabilir. “Moskova gibi emlak fiyatlarının çıldırdığı bir şehirde bu vasıflarda bir bina ya da bir binanın büyük bir bölümü nasıl alınabilir?” diye sorulabilir. Bu noktada da Moskova Belediye Başkanı Lujkov’a yakın olan işadamlarımızın ilişkilerinden yararlanmak mümkün olabilir. “TOBTıM’in açtığı Türk Ticaret Merkezi’nin bir bölümü neden bu iş için tahsis edilmiyor?” diye sorulursa, bunun cevabını belki biz değil de, başka birileri verebilir.

Sonuç olarak, “Moskova’da artık bir Türk Evi ihtiyaç haline geldi mi?” sorusuna “Evet” cevabını verebiliyorsak, hepimiz bu yolda kolları sıvamalıyız. Yol uzun da olsa, ilk adımları atmalıyız. Bu, Moskova’daki Türk toplumunun, ailelerin, çocuklarımızın geleceği için her geçen gün  daha da büyük bir ihtiyaç haline gelmeye devam edecek.

Daha da önemlisi, turizmde Rusya'yı en önemli potansiyel gören Türkiye'nin, uzun soluklu ve doğru dürüst tanıtım için muhakkak böyle bir Türk Evi ya da Türk Kültür Merkezi'ni kurması şart. New York'ta, BM'nin hemen karşısındaki Türk Evi'ni yeniden inşa etmeyi, milyonlarca doları ayırarak üzerine alan TOBB gibi kurumlar da, bu taşın altına Rusya'da da elini sokmalı. Konu Türkiye'nin tanıtımı için hayati önem taşıyor.

TürkRus.Com, herkesi bu fikri tartışmaya, geliştirmeye ve hayata geçirmek için de çaba göstermeye davet ediyor.

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама