Rusya'da şirketlerin kredi yükü rekor seviyeye ulaştı
Rusya’da özel sektörün borç yükü tarihsel zirveye çıktı. Merkez Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi’nin verilerine göre, şirketler eylül sonu itibarıyla kazançlarının yüzde 36’sını kredi borçlarını ödemeye ayırdı. Bu oran bugüne kadarki en yüksek düzey olarak kayıtlara geçti.
Uzmanlar, artan borç yükünün iflas risklerini büyüttüğünü, enflasyonu hızlandırdığını ve ekonominin genel ivmesini zayıflattığını belirtiyor. Özellikle inşaat ve otomotiv sektörlerinde borç sarmalı ciddi boyutlara ulaşmış durumda.
İzvestiya'ya konuşan Finam analisti Olga Belenkaya’ya göre bu tablonun temel nedeni, 2023–2024 döneminde politika faizinin 7,5’ten yüzde 21’e çıkarılması. Şirketlerin büyük bölümü değişken faizli krediler kullandığı için, artan oranlar doğrudan borç maliyetlerine yansıdı. Buna ek olarak, birçok işletme eski borçlarını kapatmak için yeni kredi almak zorunda kalıyor.
Merkez Bankası verilerine göre 2025’in ilk yarısında toplam kurumsal borç 122 trilyon rubleye (yaklaşık 1,5 trilyon dolar) ulaştı. Gecikmeli ödemelerin oranı da bir yılda yüzde 17’den yüzde 23’e çıktı.
Uzmanlar, kâr azalmasının tabloyu ağırlaştırdığını vurguluyor. 2025’in ilk sekiz ayında şirketlerin toplam kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalarak 17,6 trilyon rubleye (yaklaşık 217 milyar dolar) geriledi. Tüketici talebindeki daralma, artan faiz giderleri, işgücü kıtlığı ve ithal ekipman maliyetleri kârlılığı düşürürken yüksek vergi yükü de işletmeleri sıkıştırıyor. Devlet istatistik kurumuna göre ağustos itibarıyla zarar eden işletmelerin oranı yüzde 30’a ulaştı.
En yüksek borç yükü inşaat, otomotiv ve ahşap işleme sektörlerinde görülüyor. İnşaat sektöründe net borç, kârın yaklaşık altı katına çıkmış durumda. Finam’dan Belenkaya, özellikle konut ve otomobil talebinin krediye duyarlı olduğunu, bu nedenle yüksek faizlerin bu alanlarda sert düşüşe yol açtığını belirtiyor. Devletin 2020’den beri uyguladığı sübvansiyonlu ipotek programlarının sona ermesi de baskıyı artırdı. Buna karşılık en düşük borç oranları ilaç, tekstil ve plastik sanayilerinde kaydediliyor.
İzvestiya'ya konuşan uzmanlar, borç baskısının sürmesi halinde iflas dalgasının kaçınılmaz olabileceği uyarısında bulunuyor.
Freedom Finance Global analisti Natalya Milçakova, stratejik şirketlerin devlet tarafından desteklenebileceğini, ancak bunun bütçe harcamalarını artırarak enflasyonu körükleme riski taşıdığını söylüyor.
Ekonomistler, faiz oranlarının kademeli düşmesiyle konut ve otomobil piyasalarında talebin toparlanabileceğini, fakat şirketlerin nefes alabilmesi için borç yerine sermaye finansmanına yönelmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
6.11.2025

Реклама