"Putin ve Zelenskiy arasında Trump’ı çekiştirme oyunu”
Putin’in 15 Mayıs’ta İstanbul’da Ukrayna ile ön koşulsuz doğrudan müzakere teklifinde bulunmasının ve Zelenskiy'nin Trump'dan gelen telkin sonrası ardından süreç hızlanıyor. Askerî ve siyasi uzmanlara göre bu teklif, Batı'nın önerdiği 30 günlük ateşkes planını boşa çıkarmayı hedefliyor.
Rus uzman Andrey Klintseviç, bu adımın Moskova’nın çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmaya hazır olduğunu ve kalıcı bir barış için diyaloğa açık olduğunu gösterdiğini savundu. Ukrayna ise hâlâ önce ateşkes talebinde ısrar ederken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu yönde açıklamalarda bulundu.
Ukraynalı eski siyasetçi Oleg Tsarev ise Putin ve Trump’ın eş zamanlı açıklamalarını “iki elden oynanan stratejik hamle” olarak nitelendirdi. Tsarev’e göre, Putin’in doğrudan müzakere çağrısı ve Trump’ın bunu destekleyen mesajı, Batı’nın Ukrayna’ya silah ve mühimmat sevkiyatı için zaman kazanmaya yönelik planlarını bozdu.
Bazı uzmanlar, Avrupa’nın asıl hedefinin, yeni bir “Minsk-2” planı gibi zaman kazanmak olduğunu savunurken, Rusya’nın bu tuzağa düşmek istemediği ve Kiev’in yanıtına göre yaz aylarında askeri operasyonları genişletebileceği görüşünü savunuyor.
Valday Kulübü uzmanı Andrey Kortunov, Rusya’nın 15 Mayıs’ta İstanbul’da ön koşulsuz müzakere teklifini, önemli ama karmaşık bir adım olarak nitelendiriyor. Kortunov’a göre, 2022 ilkbaharında askeri çatışmaların başlamasından sonra yapılan ilk görüşmelerin ardından geçen üç yıl içinde şartlar köklü biçimde değişti. “O dönemde henüz Ukrayna’nın batıdan bu denli silah desteği almıyordu, Rusya’ya ilhak edilen bölgeler fiilen mevcut değildi ve tarafların pozisyonları bu kadar keskinleşmemişti” diyen Kortunov, Putin’in ‘2022 uzlaşma zeminine dönme’ önerisinin müzakere için başka bir temel kalmadığı anlamına geldiğini belirtiyor. Ukrayna tarafının ateşkes önkoşuluna rağmen Rusya’nın doğrudan diyaloğa açık olduğunu vurgulayan Kortunov, “Ciddi farklar olsa da, önümüzdeki günlerde ABD’nin arabuluculuğuyla temaslar olabilir. Müzakerelerin başlayıp başlamayacağını söylemek için henüz erken, ama az da olsa bir umut var” diyor.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden Amerikalı uzman Aleksey Naumov ise mevcut tabloyu “Putin ve Zelenskiy arasında Trump’ı çekiştirme oyunu” olarak görüyor. Naumov’a göre hem Kiev hem Moskova, ABD Başkanı’nın desteğini kazanarak diplomatik avantaj elde etmeye çalışıyor. “Ukrayna için bu varoluşsal bir mesele çünkü Trump olmadan askeri direnişini sürdüremez. Rusya içinse bu, stratejik fayda sağlayacak bir unsur. Trump’ın Zelenskiy’e karşı mesafeli duruşu, Moskova’nın elini rahatlatıyor” diyen Naumov, Kremlin’in Batı’nın dayattığı 30 günlük ateşkesi doğrudan kabul etmek yerine, bunu ikili bir uzlaşma olarak sunmaya çalışacağını öne sürüyor. Ona göre, Trump’ın olumlu tepkisi sayesinde Moskova hem zaman kazanıyor hem de süreci kendi lehine yönlendirme imkânı elde ediyor.
Siyaset uzmanı Georgiy Bovt, Avrupa Birliği ve Ukrayna'nın 12 Mayıs’tan itibaren geçerli olacak koşulsuz 30 günlük ateşkes önerisinin, aslında Moskova’yı müzakere masasına çekmekten çok, onun bu teklifi reddetmesini sağlamak amacı taşıdığını savunuyor. Bovt’a göre teklifin üslubu, “savaşta kaybeden tarafa dikte edilen şartları” andırıyor. Oysa Rus ordusu sahada taktik üstünlüğe sahip ve “koşulsuz teslimiyet” gibi algılanabilecek bir öneriyi kabul etmesi beklenemez. Bovt, bu yaklaşımın yalnızca Avrupa’nın değil, Trump yönetimiyle ilişkilerinde zorluk yaşayan çevrelerin de işine gelebileceğini düşünüyor. Zira bu yolla, ABD'nin Ukrayna’ya silah sevkiyatının artırılması ve Moskova ile Washington arasında olası bir diyaloğun baştan torpillenmesi hedefleniyor olabilir.
Bovt, “bu teklifin eşlik ettiği yaptırım tehditleri, Avrupa’da savaş suçları için özel mahkeme kurulması ve barış gücü gönderme planlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Batı’nın Rusya ile uzlaşma değil, kalıcı bir çatışma hattı kurmayı tercih ettiğini” ileri sürüyor. Ukrayna’nın 15 Mayıs’ta İstanbul’daki görüşmelere katılmayı reddetmesi halinde, Avrupa’nın desteğiyle Moskova’ya daha da ağır şartlar dayatıp, olası bir ret yanıtı üzerinden “Rusya’yı barış istemeyen taraf” gibi göstermeyi hedeflemesi de olası. Bovt’a göre, bu bir “tuzak niteliğinde ateşkes teklifi” ve gerçekte “sadece çatışmanın dondurulmasına” hizmet edebilir. Her iki tarafın da kamuoyuna açıkladığı pozisyonları hâlâ uzlaşmaz görünüyor; “eğer bir uzlaşma zemini varsa, bu sadece ABD ile perde arkasında yürütülen temaslarda şekilleniyor olabilir.” Şu anda esas mücadele ise, “Trump’ın gözünde savaşın sürmesinden hangisinin daha fazla sorumlu tutulacağı” konusunda yaşanan algı savaşı.
11.5.2025

Реклама