ABD-Rusya masada, Rus uzmanlar nasıl yorumladı?
Rusya ve ABD arasındaki tarihi nitelikteki görüşmelerin ardından uzmanlar sürecin önemini ve gelecekte karşılaşılabilecek zorlukları değerlendirdi. Rusya ve ABD arasında üç yıl sonra gerçekleşen ilk üst düzey müzakereler, her iki tarafın da belirli konularda uzlaşma sağlamasına olanak tanıdı. Ancak uzmanlara göre bu yalnızca bir başlangıç ve önümüzdeki süreçte ciddi müzakereler devam edecek.
RBC'nın haberine göre Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü İvan Timofeyev, diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin müzakerelerin en somut sonuçlarından biri olduğunu belirtti. Timofeyev, "Eğer taraflar, büyükelçiliklerin faaliyetlerini en azından 2022 öncesi seviyeye getirebilirse, bu diplomatik alandaki yaptırımların hafifletilmesi açısından bir ilerleme olacaktır" dedi. Timofeyev ayrıca, ABD'nin Rusya'ya uyguladığı mali yaptırımlar konusunda bazı muafiyetler getirme ihtimalini göz ardı etmediğini ancak bunların tamamen kaldırılmasının şu an için mümkün görünmediğini vurguladı.
MGİMO Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Andrey Suşentsov, Rusya ve ABD'nin Ukrayna krizinin çözümüne yönelik doğrudan müzakerelere başlamasının, iki taraf arasında daha geniş bir anlaşmaya varılmasını sağlayabileceğini belirtti. "Washington, Kiev'in kendisine bağımlı olduğunu biliyor ve bu nedenle Ukrayna liderliğini belirli bir çözüme yönlendirebilir" diyen Suşentsov, Zelenskiy’in meşruiyetinin tartışmalı olmasının Moskova açısından önemli bir sorun teşkil ettiğini de sözlerine ekledi. Rus uzman "Eğer Zelenskiy yeniden seçilirse, Rusya ile yapılacak herhangi bir anlaşmanın yasal dayanağı güçlenebilir" ifadelerini kullandı.
Valday Kulübü uzmanı ve uluslararası ilişkiler analisti Andrey Kortunov ise müzakereleri "önemli bir kilometre taşı" olarak değerlendirdi. "Tüm büyük krizlerde olduğu gibi, tarafların bir araya gelmesi sürecin başlangıcıdır. Ancak işin en zor kısmı, bu genel uzlaşının nasıl detaylandırılacağıdır" diyen Kortunov, Rusya ve ABD arasında ekonomik iş birliğinin geliştirilmesine yönelik adımların da zamanla atılabileceğini dile getirdi. "Ticaret ve yatırımlara yönelik karşılıklı engellerin kaldırılması, ilişkileri daha istikrarlı hale getirebilir ancak bu, Ukrayna’daki gelişmelere bağlı" dedi.
Uzmanlar, görüşmelerin olumlu bir başlangıç olmasına rağmen müzakerelerin sonuçlarının somut olarak hissedilmesinin zaman alacağını vurguluyor. Rusya ve ABD arasındaki ilişkilerin geçmişte olduğu gibi tam anlamıyla düzelmesinin uzun vadeli ve kapsamlı bir diplomatik çaba gerektirdiği belirtiliyor. Kortunov, "Eğer müzakereler başarılı olursa, ilerleyen süreçte iki ülke arasında daha fazla ekonomik ve diplomatik etkileşim görebiliriz. Ancak bunun için iki tarafın da siyasi irade göstermesi gerekecek" dedi.
Politolog Georgiy Bovt, Moskova ve Washington’un pozisyonlarının birçok konuda hâlâ önemli ölçüde farklı olduğunu, ancak her iki tarafın da süreci devam ettirme konusunda istekli göründüğünü belirtiyor. ABD’nin özellikle Ukrayna’da bir ateşkes sürecini başlatmak istediğini vurgulayan Bovt, bunun için bir dizi şartın konuşulduğunu aktarıyor. Fox News’in haberine göre, görüşmelerde olası bir barış planı üç aşamalı olarak değerlendirildi: ilk olarak ateşkes sağlanması, ardından Ukrayna’da seçimlerin yapılması ve son olarak nihai bir barış anlaşmasının imzalanması. Ancak ne Rus ne de ABD tarafı bu planı resmen doğrulamış değil.
Bovt’a göre, müzakerelerin en hassas noktalarından biri, Ukrayna’daki mevcut yönetimin geleceğiyle ilgili. Rusya, Zelenskiy’i meşru bir muhatap olarak görmediğini daha önce defalarca dile getirirken, ABD tarafı Ukrayna’da siyasi istikrarın sağlanmasının barış sürecinin bir parçası olacağını savunuyor. Aynı zamanda, Avrupa Birliği’nin sürece dâhil olup olmayacağı konusunda da belirsizlik sürüyor. Rusya, Avrupa’nın Ukrayna’ya asker göndermesine karşı olduğunu net şekilde ifade ederken, ABD, Avrupa’yı müzakere masasına çekmenin yollarını arıyor. Bovt, Avrupa’nın başlangıçta ABD’nin Ukrayna konusunda aldığı inisiyatife mesafeli yaklaşabileceğini, ancak süreç ilerledikçe Washington’un baskısına boyun eğebileceğini öngörüyor. Buna rağmen, savaş yanlısı grupların barış sürecini sabote etmeye yönelik adımlar atabileceği konusunda uyarıda bulunuyor ve 2022’de İstanbul’da başlatılan ancak son anda iptal edilen müzakerelerin tekrarına düşülmemesi gerektiğini vurguluyor.
19.2.2025
Реклама