Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Eski defterler ve Soçi buluşması

 

Liderler arasında ikili temaslar ne kadar artarsa, sorunlar o kadar kolay halloluyor. Bu yüzden, belki de Türk hükümetinin, sadece Rusya değil, tüm Kafkasya'yı dikkate alarak Trabzon'a Türk cumhurbaşkanlarının, başbakanlarının kullanacağı bir "yazlık köşk" yaptırmasında sonsuz fayda olabilir...

Gürcistan'ından Azerbaycan'ına kadar, sürekli temas halinde olunması gereken ülkelerin liderleri de Ankara'nın "resmi havası" yerine, burunlarının dibindeki Trabzon'un, Karadeniz'in "samimi" ortamında ağırlansa nasıl olur?

Rusya ile de Karadeniz'den komşu olduğumuza ve en yakın sembolik hat Soçi-Trabzon arası olacağına göre...

Bu da bir fikir, belki birileri kafa yorar diye yazıyoruz. Belki Türk-Rus liderler arasında her yaz karşlılıklı Soçi-Trabzon zirveleri ile dostluk rüzgarları daha güçlü estirilir...

Bu arada yine eski defterleri karıştırırken, 2005'te yine Soçi'de Putin ile Erdoğan'ın buluşması üzerine Radikal'de yazdığımız bir yazıyı da hatırladık. şakayla karışık meselelere değinip geçilen bir yazı işte... Ama bazı sorunların hala ortada durduğunu, onlara yenilerinin de eklendiğini gördük ve üzüldük. Hafta sonu bir tebessüm vesileri olur diye hatırlatıyoruz o yazıyı da:

Flaş! Putin-Erdoğan görüşmesinin perde arkası

Suat Taşpınar

17/07/2005

Devir değişti artık. 'Atlatma haber'de çığır açıyoruz. Bu akşam Putin ile Erdoğan, Soçi'de yemek yiyip yarın sabah da baş başa görüşecek. Biz daha yapılmadan evvel, iki liderin hoşgörüsüne sığınıp görüşmenin kriptolarını yayımlıyoruz. 'Nasıl olur?' diye sormayın. Çalışın, sizin de olur!

Putin: Gospadin Erdoğan, ne iyi ettiniz de geldiniz. Kak horoşo! (Ne güzel). Yok yok, ayakkabıları çıkarmaya gerek yok, öylece girin.

Erdoğan: Valodiciğim selam, eli boş gelmeyelim dedik. ıki kilo domates, bir kasa da üzüm getirdik. Ama sizin gümrükçülerden zor kaçırdık valla. 'Yasak' diye tutturup sertifika sordular. Ben ehliyetimi gösterip halletim! Kimse görmeden hemen söğüş yapıp yiyelim.

Putin: Yalnız iyi yıkayalım, börtü böcek çıkmasın da, neme lazım.

Erdoğan: Meraklanmayın, bizim Egemen hemen bahçede bir suya tutar şimdi.

Putin: Hanımefendi nerde? Gelemedi mi?

Erdoğan: Sormayın, ona turist vizesi almışız, sizin gümrükçüler 'Nuh' dedi, 'peygamber' demedi, "Başkan Putin ile devlet işleri görüşmeye geldiniz, o zaman 'iş vizesi' almanız gerekirdi, turist vizesiyle giremezsiniz" diye geri gönderdiler. Hoş olmadı tabii ki.

Putin: Hey yüce ısa, sen bunlara akıl fikir ver. Unutturmayın da giderken size 'hamili kart yakınımdır' diye bir kartvizit yazayım, gümrükte gösterip geçersiniz.

Erdoğan: Eh bu arada gözünüz aydın mı diyelim, hayırlı olsun mu diyelim. Kızınız evlenmiş.

Putin: Yalan efendim yalan! Kim çıkarıyor bu dedikoduları? Halbuki tüm medyayı uyardık, 'Bu haberi yazan gazeteyi Gazprom'a satın aldırtır, gazlarını elektriklerini keseriz' dedik. Siz nereden duydunuz?

Erdoğan: Valla biz de Yunan basınının yalancısıyız. ılk onlar yazdı çünkü. Santori mi, fantori mi, bir adada evlenmişler. Ada halkı
da şahit olmuş düğüne diye.

Putin: Yok aslı astarı. Hepsi yalan haber!

Erdoğan: Bakın işte gördünüz mü? Her kötülük, yalan, dolan hep Yunanistan'dan geliyor. Oraya da Kıbrıs Rumlarından bulaşıyor. Annan Planı'nı desteklemeniz için bir neden daha çıktı işte! Yunanlıdan dost, ayıdan post olmaz! Egemen,
aman bunu doğru çevirin ha!

Putin: Hiç bu tarafından bakmamıştım. Bu, Kıbrıslı Türklere BM'de destek vermemiz için duyduğum en mantıklı gerekçe!

Erdoğan: Hay ağzınıza sağlık. Sizin var mı bir isteğiniz?

Putin: Canınızın sağlığı, ne olsun. Haa, canınızın sağlığı dedim de, niyeyse aklıma geldi: şu
savaş helikopteri ihalesini bize verseniz diyecektim.

Erdoğan: Sormayın canım, hakikaten çok sıcak burası. Hanım kızım oradan bir bardak soğuk su verir misin bana? Ne? Ha? 100 gram mı? Olur olur.

Putin: Helikopterin de adını 'Erdoğan' koymuş bizim çocuklar. Bakın, bizim helikopterimiz diye söylemiyorum, hakikaten pek hoşlar.

Erdoğan: Sanki biraz gaz veriyormuşsunuz gibi geldi, ama neyse.

Putin: Gaz mı? Daha fazla doğalgaz mı almak istiyorsunuz? Rica ederim lafı mı olur, hemen bir boru daha döşeyelim. Bi kavanoz da yolluk gaz verelim, ne olur ne olmaz.

Erdoğan: Bu arada Turkcell'i de sizin Alfa'cılara sattık sayılır. Bundan sonra telefon görüşmelerini 'hazır kart' ile yapalım, ucuza gelsin.

Putin: Peki, öyle olsun bakalım.

Erdoğan: Eh, artık kalkalım. Bize de bekleriz.  şu su biraz başımı döndürdü ama, neyse.

Putin: Tamam. Anlaştık o zaman: Yeni boru hattı döşüyoruz, helikopterleri hemen yolluyoruz.

Erdoğan: Tekrar edeyim de nelerde anlaştığımız belli olsun: Domatesleri yola çıkarıyoruz, Türklere vizeyi kaldırıyorsunuz, Annan Planı'na da 'okey' diyorsunuz. Hadi Allah'a emanet olun!

16.5.2009

 

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама