Peskov'un "çok özel Türkiye"si
Dmitri Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü... Yani onun ağzından çıkan her söz, "Putin'in sözü" kabul ediliyor. Rusya medyası onun için "Putin'in sağ kolu" diyor. Rusya'da politik hayatta en önemli aktörlerden olan, Kremlin'in en güçlü isimlerinden 47 yaşındaki Dmitri Peskov'u Türkler için "çok özel" kılan başka nedenler var: Peskov her şeyden önce bir Türkolog.
Mükemmel Türkçe konuşan, hayatının en verimli 8 yılını Türkiye'de geçiren, kendi deyimiyle Türkiye'ye aşık olan, bizi bizden iyi tanıyan bir isim Dmitri Peskov. Evinde Türkçe müzik dinlediğini, hatta Türkçe yemekler yapıldığını söyleyen Peskov, özel dünyasının kapısını yıllar önce Kompas-Pusula dergisi için Suat Taşpınar'ın yaptığı röportajda açmıştı.
Peskov 25 eylül perşembe günü saat 17.00'de Moskova'da, Kremlin Sarayı'na bir taş atımı mesafedeki Ritz Carlton Oteli'nde Türk iş dünyasıyla buluşacak. Rus-Türk İşadamları Birliği RTİB'in "Zirve Sohbetleri" toplantılarının konuğu olacak. İşte bu buluşma öncesinde, Peskov ile 2007 yazında yaptığımız söyleşiden, hayatına ve Türkiye sevgisine dair notları aktarmak istedik:
1967 doğumlu Peskov'un babası, pek çok Arap ülkesinde görev yaptıktan sonra en son Rusya'nın Pakistan Büyükelçisi olarak görev almış. Babasının da yönlendirmesiyle "Arapçacı" olmak istemiş. Ama girdiği üniversite sınavında Arapça değil, Türkçe bölümü uygun görülmüş. "O an şoke olmuştum. Zamanla Türkiye'ye aşık olacağımı, bugün bile evimde Türkçe şarkılar dinleyip Türk yemekleri yiyeceğimi aklımın ucundan bile geçirmezdim" diyor.
Türkiye'yi tesadüf eseri, 4 yaşındayken görmüş. O dönemi şöyle anlatıyor:
"Yanılmıyorsam 1971'de Türkiye'de askerlerin yönetime müdahale ettiği, sıkıyönetim ilan edilen bir dönemdi. Babamın görev yaptığı Libya'dan gemi ile Rusya'ya dönüyorduk. Gemi İstanbul'a geldi. Orada bir gün geçirdik. Her yerde eli silahlı askerler, polisler, askeri araçlar vardı. Korkutan bir manzaraydı! O yüzden Türkçe bölümüne alındığımı öğrendiğimde o gün aklıma geldi ve çok üzüldüm, moralim bozuldu."
1989'da enstitüyü bitirip babasının izinde Dışişleri Bakanlığına giren Peskov'un 1990'da ilk dış görevi Türkiye olmuş! "Türkiye'ye gittiğimde yabancı bir ülkeye değil de çok iyi bildiğim, tanıdığım bir ülkeye gelmiş gibi hissettim kendimi" diyor. Peskov SSCB'ni bu son döneminde, Ankara'daki efsane SSCB Büyükelçisi Albert Çernişev'in tercümanlığını da yapmış ve onunla birlikte karış karış Türkiye'yi gezmiş.
Peskov 1994'te Moskova'ya döner, ama Türkiye Masası'nda çalışır, yani Türkiye'den kopmaz. 1996'da bu kez 2. Katip olarak "ikinci Türkiye seferi"ne çıkar, dört yıl kalıp Başkatip terfisiyle döner. 1998'de kızı Elizabet Ankara'da doğar. 2000'deki dönüşü, Kremlin'den gelen bir telefonla olur: "Yabancı basın ile ilişkiler şubesini kurmak için Moskova'ya dönmeni istiyoruz."
İşte o günden beri, yani son 14 yıldır Peskov Putin'in adeta gölgesi. Putin'in devlet başkanı seçilip Kremlin'e çıktığı lk dönemden beri Peskov "A Takımı"nın vazgeçilmez ismi.
Dmitri Peskov'un Türkiye anılarında neler var?
Hangi Türk futbol takımını tutuyor? Neden?
Hangi şarkıcıları dinliyor?
Türkiye ile bağları ne durumda?
Bu ve benzer pek çok zoruya Peskov o günkü söyleşimizde yanıt vermişti. Ama RTİB sohbetinde Moskova'daki Türklerle buluşmasında bunları kendi ağzından bir kez daha dinleyebileceğimiz düşüncesiyle burada noktalıyoruz. Peskov ile sohbetin notlarını cuma günü TürkRus.Com'da bulabilirsiniz.
24.9.2014
Реклама