Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANALİZ

Rus uzman: "Moskova, dikkatini Türkiye'nin son hamlesine yoğunlaştırdı"

Ünlü Rus siyaset bilimci ve yorumcu Stanislav Tarasov, Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde yapılan referandum sonucu Rusya'ya bağlanma yönünde çıkan kararı Kırım Tatarları açısından değerlendirdi. Rusya'nın Sesi Radyosu'nun haberine göre Tarasov, şu değerlendirmelerde bulundu: 

Böylesine bir sonucu Rus uzmanlar bile beklemiyordu. Çünkü Kırım Tatarlarının dünkü referandumu boykot edecekleri yönünde çıkan haberler oldukça yüksek bir tondan dile getirilmişti. Çeşitli medya kuruluşlarında bu tip haberlerin çıkmasında Kırım Tatar Milli Meclisi’nin eski başkanı ve halihazırda Ukrayna Parlamentosu Yüksek Rada Milletvekili olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun boykot çağrısı da oldukça etkili oldu. Kırımoğlu, yaptığı çağrıda, Kırım’da kurulacak bir Rus iktidarından sonra burada yaşayan Tatarları yeni bir göç ve geri dönüş dalgasının beklediğini ifade etmişti. Ukrayna Parlamentosu’nda uzun zamandır milletvekilliği yaptığı halde, Kırım Tatarları gibi reel bir halk topluluğunun Ukrayna’daki somut varlığını herhangi bir şekilde destekleyici nitelikteki hiçbir kanunu meclisten geçirememiş bir kişinin bu açıklamaları yapmış olması oldukça manidardır.

Kırım referandumunun hemen öncesinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Moskova’ya davet edildi ve burada Tataristan’ın ilk Cumhurbaşkanı olan ve şu anda da Tataristan devlet danışmanlığı görevini sürdüren Mintimer Şeymiyev ile bir görüşme gerçekleştirdi. Tam da bu görüşmenin yapıldığı esnada, Kırım Yönetimi tarafından çok önemli bir açıklama geldi ve Kırım Tatarlarına yeni kurulacak özerk devlet yapısı içerisinde son derece görevleri üstlenme önerisi yapıldı ve Kırım Tatarlarının yarımada üzerindeki yerleşim bölgeleri için önemli ölçüde kaynak ayrılacağı duyuruldu. Ayrıca Kırım Parlamentosu tarafından alınan kararla da parlamentodaki milletvekili koltuklarının en az %20’sinin Kırımlı Tatarlara ayrılması ve kendilerine yerel yönetimler nezdinde önemli görevler verilmesi de kabul edildi.

Yukarıda dayanak noktalarını izah etmeye çalıştığımız bu son derece pozitif zeminde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu arasında oldukça yapıcı bir diyalog gerçekleşebilirdi. Ancak Kırımoğlu, ‘‘Kırımlı Tatarların lideri’’ kimliğinden ziyade ‘‘Ukraynalı bir siyasetçi’’ kimliği ile pozisyon almayı tercih etti. Bu da doğal olarak Rusya Devlet Başkanı’nın kendisi ile sadece bir telefon görüşmesi yapmayı uygun bulması ile sonuçlandı.

Kırımoğlu daha sonra Financial Times’a verdiği röportajda Çeçenistan’daki yaşanan kanlı çatışmaların bir benzerinin Kırım’da da tekrarlanabileceğini söyleyerek Rusya’yı tehdit etmeye kalktı. Brüksel’de bir araya geldiği NATO Genel Sekreter Yardımcısı Alexander Vershbow ile görüşmesinden sonra ise tıpkı Kosova örneğinde olduğu gibi bir uluslararası barış gücünün Kırım’a gönderilmesi çağrısı yaptı.

Kırım’ın kaderinin belirleneceği referandumun yapıldığı gün ülkeyi terk eden Kırımoğlu, Türkiye’nin İzmir Kenti’ne gitti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun İzmir’e vardığı saatlerde ise Kırımlı Tatarların %40’ının referanduma katılım gösterdiği ve bunların büyük bir kısmının da Rusya Federasyonu’na dahil olunması yönünde oy kullandıkları açıklandı. Söz konusu açıklama, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum sonucu ile ilgili olarak verdiği demeç üzerinde de oldukça etkili oldu. Başbakan Erdoğan konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Kırım Tatarlarının herhangi bir baskı görmesi durumunda Türkiye olarak gereken tüm yardımı yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

Tam da bu noktada, Ankara’nın girişimi sonucunda Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan arasında 4 Mart tarihinde gerçekleştirilen telefon görüşmesini hatırlamak gerekmektedir kanaatindeyim. Türk tarafı o dönemde, Rusya’nın tıpkı Kırım’da yaşayan Rusları koruduğu gibi, Kırımlı Tatarları da koruması gerektiğini ifade etmişti. Bugün gelinen noktada da Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı benzer görüşleri dile getirmekte ve Türkiye’nin Ukrayna’daki ilk önceliğinin Kırım Tatarlarının güvenliği konusu olduğunu yüksek sesle ifade etmektedir. DışiKırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Referandum Komisyonu Başkanı Mihail Malışev, yaptığı açıklamada, referandumda oy kullanan kayıtlı seçmenlerin %95,5’lik bir kısmının Rusya Federasyonu’na dahil olunmasından yana tercih kullandığını ifade etti. Söz konusu referandumdan çıkan bu son derece çarpıcı sonuç, Türkiye’de dahil olmak üzere Dünya’nın pek çok ülkesinde aktif bir biçimde tartışılmaya devam ediyor. Ünlü siyaset bilimci ve 
yorumcu Stanislav Tarasov’un konuya ilişkin görüşleri ise şöyle:

Böylesine bir sonucu Rus uzmanlar bile beklemiyordu. Çünkü Kırım Tatarlarının dünkü referandumu boykot edecekleri yönünde çıkan haberler oldukça yüksek bir tondan dile getirilmişti. Çeşitli medya kuruluşlarında bu tip haberlerin çıkmasında Kırım Tatar Milli Meclisi’nin eski başkanı ve halihazırda Ukrayna Parlamentosu Yüksek Rada Milletvekili olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun boykot çağrısı da oldukça etkili oldu. Kırımoğlu, yaptığı çağrıda, Kırım’da kurulacak bir Rus iktidarından sonra burada yaşayan Tatarları yeni bir göç ve geri dönüş dalgasının beklediğini ifade etmişti. Ukrayna Parlamentosu’nda uzun zamandır milletvekilliği yaptığı halde, Kırım Tatarları gibi reel bir halk topluluğunun Ukrayna’daki somut varlığını herhangi bir şekilde destekleyici nitelikteki hiçbir kanunu meclisten geçirememiş bir kişinin bu açıklamaları yapmış olması oldukça manidardır.

Kırım referandumunun hemen öncesinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Moskova’ya davet edildi ve burada Tataristan’ın ilk Cumhurbaşkanı olan ve şu anda da Tataristan devlet danışmanlığı görevini sürdüren Mintimer Şeymiyev ile bir görüşme gerçekleştirdi. Tam da bu görüşmenin yapıldığı esnada, Kırım Yönetimi tarafından çok önemli bir açıklama geldi ve Kırım Tatarlarına yeni kurulacak özerk devlet yapısı içerisinde son derece görevleri üstlenme önerisi yapıldı ve Kırım Tatarlarının yarımada üzerindeki yerleşim bölgeleri için önemli ölçüde kaynak ayrılacağı duyuruldu. Ayrıca Kırım Parlamentosu tarafından alınan kararla da parlamentodaki milletvekili koltuklarının en az %20’sinin Kırımlı Tatarlara ayrılması ve kendilerine yerel yönetimler nezdinde önemli görevler verilmesi de kabul edildi.

Yukarıda dayanak noktalarını izah etmeye çalıştığımız bu son derece pozitif zeminde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu arasında oldukça yapıcı bir diyalog gerçekleşebilirdi. Ancak Kırımoğlu, ‘‘Kırımlı Tatarların lideri’’ kimliğinden ziyade ‘‘Ukraynalı bir siyasetçi’’ kimliği ile pozisyon almayı tercih etti. Bu da doğal olarak Rusya Devlet Başkanı’nın kendisi ile sadece bir telefon görüşmesi yapmayı uygun bulması ile sonuçlandı.

Kırımoğlu daha sonra Financial Times’a verdiği röportajda Çeçenistan’daki yaşanan kanlı çatışmaların bir benzerinin Kırım’da da tekrarlanabileceğini söyleyerek Rusya’yı tehdit etmeye kalktı. Brüksel’de bir araya geldiği NATO Genel Sekreter Yardımcısı Alexander Vershbow ile görüşmesinden sonra ise tıpkı Kosova örneğinde olduğu gibi bir uluslararası barış gücünün Kırım’a gönderilmesi çağrısı yaptı.

Kırım’ın kaderinin belirleneceği referandumun yapıldığı gün ülkeyi terk eden Kırımoğlu, Türkiye’nin İzmir Kenti’ne gitti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun İzmir’e vardığı saatlerde ise Kırımlı Tatarların %40’ının referanduma katılım gösterdiği ve bunların büyük bir kısmının da Rusya Federasyonu’na dahil olunması yönünde oy kullandıkları açıklandı. Söz konusu açıklama, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum sonucu ile ilgili olarak verdiği demeç üzerinde de oldukça etkili oldu. Başbakan Erdoğan konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Kırım Tatarlarının herhangi bir baskı görmesi durumunda Türkiye olarak gereken tüm yardımı yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

Tam da bu noktada, Ankara’nın girişimi sonucunda Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan arasında 4 Mart tarihinde gerçekleştirilen telefon görüşmesini hatırlamak gerekmektedir kanaatindeyim. Türk tarafı o dönemde, Rusya’nın tıpkı Kırım’da yaşayan Rusları koruduğu gibi, Kırımlı Tatarları da koruması gerektiğini ifade etmişti. Bugün gelinen noktada da Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı benzer görüşleri dile getirmekte ve Türkiye’nin Ukrayna’daki ilk önceliğinin Kırım Tatarlarının güvenliği konusu olduğunu yüksek sesle ifade etmektedir. Dı

şleri Bakanı Davutoğlu’nun Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ya da Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile görüşmesini tavsiye etmiş olması ise oldukça ilgi çekici bir detay olmaktadır.

Bu arada bir başka önemli gelişme daha oldu. Kırım referandumunun ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile ABD Devlet Başkanı Obama bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Putin, Amerikalı meslektaşına Kırım’da yapılan referandumun uluslararası hukuka ve BM tüzüğüne uygun olarak gerçekleştirildiğini söylerken, Obama ise başka bir bakış açısını savunmaya devam etti. Ancak söz konusu görüş ayrılığına rağmen, yine de taraflar şu an oldukça zor bir dönemden geçen ve kargaşa ortamının hakim olduğu Ukrayna’daki mevcut durumun istikrara kavuşturulması adına ortak hareket etmek için gerekli ortak yolları arama üzerine mutabık kalmışlardır. Buradan AGİT’e bağlı bir gözlem heyetinin yakın bir zamanda Ukrayna’da görevlendirilebileceği sonucunu çıkarabiliriz.

Mevcut konjonktürde Türkiye’ye gelince… Hürriyet Gazetesi tarafından kısa bir süre önce geçilen haberde, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Barbaros Türk Deniz Görev Grubu - 2014’te görevli 2 firkateyn, 1 korvet ve 1 lojistik gemisiyle 102 gün boyunca Afrika’daki 27 ülkede seyir görevi yapacağı bildirildi. Şu an Moskova’nın dikkati Türkiye’nin bu hamlesi üzerine yoğunlaşmış durumda. (RS FM)

8.3.2014

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
İş hayatından 2025 beklentiniz 2024'e kıyasla nasıl?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама