Rusya dünya sahnesinde ne yapar? Rus dış politikasının 6 temel eğilimi
Rusya'nın izlediği dış politika, dünyanın yaklaşık bir yıldır en önemli konuları arasında: Önce Kırım/Ukrayna krizi ve bu ülkeye karşı başlatılan ambargolarla, sonra da Suriye'ye yaptığı müdahaleyle.
Ekim ayında Soçi'de düzenlenen, çeşitli ülkelerden katılımcıların geldiği Valday forumunun ardından, siyaset bilimci ve Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Program Direktörü Dr. Ivan Timofeyev, Rusya dış politikasındaki son eğilimlerin bir listesini çıkardı.
Russia Direct'te yeralan yazıya göre Timofeev'in listesi şöyle:
1: Askeri güç: Rusya, dış politika amaçlarına ulaşmanın en güvenilir yöntemi olarak askeri gücünü kullanmaya devam edecek. Batı 10 yıldır sürdürdüğü savaşlarından, bunun arzu edilen neticeleri tam sağlayamadığı sonucuna vardı. Rusya ise tersini düşünüyor. İkinci Çeçen Savaşı, Rus-Gürcü Savaşı, Kırım ve Doğu Ukrayna'da siyasal amaçlarına ulaşmak için hep askeri gücüne dayandı. Ekonomik, diplomatik, enformasyonel güçlerini kullanma olanakları, daha sınırlı. Askeri güç kullanarak amaçlarına ulaşmanın son örneği de Suriye oldu.
2: Kazanç/kayıp toplamı sıfır olan oyun:
Timofeyev'e göre Rusya'nın yakın çevresine yönelik yaklaşımı, kayıp/kazanç toplamı sıfır olan bir oyun. Rusya'nın yakın çevresini oluşturan eski Sovyet cumhuriyetlerine yönelik özel ilgisi, buradaki özel çıkarları, bu ülkenin dış politikasının tarihten gelen vektörleri arasında. Bugünkü soru; bunun bugünkü pratikte ne şekilde kendini gösterdiği... Ukrayna ile sorunlarını er geç çözecekler. Rusya'nın, Sovyetler sonrası diğer alanları gergin biçimde izlemesi ise sürecek. Batı'nın buralara müdahale, Rusya'nın pozisyonunu bozma algılaması olduğunda, Moskova daha çok hiddetlenecek.
3: Yeni normal?
Batı ile ilişkilerdeki eski düzen gitti. Rusya'nın Batılı partnerleriyle ilişkilerde yeni kuralların, bir başka deyişle yeni normalin arayışı içinde olacağına kuşku yok. Rus-Gürcü savaşından sonra bu yönde yapılan önerilerden sonuç çıkmadı. Bunun yerine Rusya, kabul edilmesi, izolasyondan kurtulması için zorlayacak. Suriye gibi, özellikle ABD'nin kabulü ve işbirliği için zorlayan alanlar arayacak.
4. Avrupa'ya öncelik
ABD, Vladimir Putin liderliğindeki Rusya'yı potansiyel partner olarak kabul etmiyor, tam tersi tehdit olarak görüyor. ABD ile "yeni normal" olmayacak. Bu ülkenin uzlaşmaya yanaşması veya Avrupa'da yeni bir yumuşamaya yanaşması zor. Bu nedenle Rusya Almanya yönetimiyle ilişkilerini onarmak isteyecek.
5. Çin faktörü:
Henry Kissinger'ın dediği gibi, müttefik olmaları, Rusya ve Çin'in doğalarında yok. Ama Rusya, Çin'in karşılık verdiğinden daha fazla yakınlaşma isteyecek. Pekin ile gerçek müttefiklik olmadıkça Moskova; G. Kore, Endonezya, Japonya gibi yeni partnerlere yönelecek. Hatta Orta Doğu'ya.
6. Ekonomik düşünceler:
Rusya'nın ekonomik reform çabaları sonuç vermeyecek. Petrol fiyatlarına bağımlılığı var. Yaptırımlar kalkmadığı sürece, fiyatlar yükselse de ekonomik büyüme sağlayamaz. Ekonomik krizi olumlu bir dönüşüme çevirecek olan, kaldıraç niteliğindeki bir siyasal sisteme sahip değiller. Dış politikaları, ekonomik bedelleri tamamıyla gözardı ediyor. Uzun yıllar sonra Rusya dış politikasıyla iç politikası tekrar karşı karşıya gelebilir. Siyasal kararların birincil, ekonomik sonuçlarının ikincil öncelik taşıdığı durum, içe yönelik değerlendirmelerin dış politikada etkili olduğu daha bir dengeli durum ortaya çıkarır.
10.11.2015
Реклама