Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Rusyadan Sevgilerle

Soçi görüşmelerinde neler oldu?

BBC Türkçe Servisi, Türk güvenlik kaynaklarına dayanarak yayınladığı bir haber analizde, Soçi'de yapılan son Putin-Erdoğan zirvesinin perde arkasını gündeme taşıdı. "Rusya ile yapılan görüşmelerde 'Suriye çıkmazı" başlıklı yazıda, doğrudan kamuoyuna yansımayan bazı gelişmeler şu iddialarla anlatıldı: 
 
"Erdoğan ile Putin'in yaklaşık üç saat süren Soçi görüşmesi sonrası liderler bir basın toplantısı düzenlemedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı da görüşmeyle ilgili sorularımıza yanıt veremeyeceğini iletti.
Erdoğan'ın dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamalarından ise İdlib'de statükonun korunacağı, ancak buradaki gerilimin Türk-Rus ticari ve stratejik ilişkilerine olumsuz yansımasına izin verilmemesi üzerine hemfikir olduğu sonucu çıkıyor.
İ
dlib'deki statüko ise, BBC Türkçe'ye bilgi veren Türk yetkililere göre "bir çıkmaz." Ve şu an için bu çıkmaz, daha kötü senaryolara kıyasla en iyi çözüm gibi duruyor.
Rusya ve Suriye'nin "gözünü İdlib ve Afrin'den hiçbir zaman çekmediğini" ifade eden yetkililer, bu iki ülke savaş uçaklarının bölgedeki sivilleri vurarak "halkı terörize etme" politikası izlediği görüşünde.
 
Ankara, İdlib'de ortak hareket etmek için El Kaide gibi radikal örgütlerle hâlâ geçişkenliği olan Hayat Tahrir el Şam'a (HTŞ) yönelik ortak operasyonlar yürütme teklifini de Moskova'ya götürdü.
Kapsamlı bir kara operasyonu değil, bölgede HTŞ'nin gücünü kırmak için yapılabilecek ortak istihbarat ve kısıtlı askeri operasyonlara Moskova sıcak bakmadı.
 
Rusya bunun yerine, 13 Eylül'de, iç savaşın başından bu yana ikinci kez Moskova'da ağırladığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile birlikte M4 Karayolu ve güneyini yeniden kontrol altına almaya çalışıyor. Ağustos ayından bu yana yoğunlaşan hava saldırılarında hedefin bu bölge olduğu görülüyor.
 
Ancak M4 Karayolu'ndan çekilmek Ankara'ya göre şu an için kabul edilemez bir taviz.
 
Çünkü M4 üzerindeki statükonun değişmesi aynı zamanda tampon bölgenin ve dolayısıyla 5 Mart anlaşmasının da büyük oranda ortadan kalkması anlamına geliyor.
 
Ayrıca stratejik konumdaki M4'ten çekilmek demek hem Türkiye'nin İdlib'deki gözlem noktalarının bazılarına erişiminin kesilmesi ve dolayısıyla kalan gözlem noktalarının da geri çekilmek durumunda kalması; hem de İdlib merkeze doğru olası operasyonların önünün açılması demek.
 
Ancak Türkiye'nin, uzunca bir süredir Türk Lirası kullanılan, Türkiye ile ticaretin sürdüğü İdlib'de hem siyasi hem de askeri yatırımları var. Devlet destekli birçok kuruluşun yaptığı inşaatlar da bulunuyor. Ankara, milyonlarca dolara mal olan bu yatırımlardan vazgeçmek istemiyor.
 
Yetkililer, Şubat 2020'deki saldırı sonrası Türkiye'nin geniş çaplı bir operasyon başlattığını; bu operasyonlarda Şam ordusuna ait birçok araç ve mühimmatın zarar gördüğünü ve askeri birliklerde de kayıplar yaşandığını hatırlatarak "Türkiye'nin böyle bir durumda sessiz kalmayacağını gördüler, Türkiye'yi gözden de çıkaramayacakları için İdlib'de büyük bir operasyon beklemiyoruz" yorumunda bulunuyor.
 
Bir yandan da İdlib'i sıklıkla müzakerelerde masaya süren ve Türkiye'yi buradaki kısıtlı operasyonlarla "sıkıştırmaya çalışan" Rusya'nın, böyle bir kozu kaybetmek istemeyeceğine de inanılıyor.
 
Türkiye, aynı zamanda İdlib'de ve M4 çevresinde kendilerine saldırılar düzenleyen "terör örgütlerine yönelik operasyonlar yürüttüğünü" ifade eden Moskova'ya, "Öyleyse PYD/PKK da terör örgütü, biz de Suriye'nin kuzeydoğusunu ve Moskova'daki PYD bürosunu masaya yatırmak istiyoruz" diyor.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, Soçi ziyaretinin hem öncesi hem sonrasında, bu konuda uzun bir süredir olmadığı kadar yüksek sesle eleştirilerde bulunması dikkat çekti.
 
Ancak Türk yetkililere göre Rusya'dan bu eleştirilere dair net bir yanıt alınmadı.
 
İdlib'de Suriye ordusu bombardımanında 33 Türk askerinin öldüğünün açıklandığı Şubat 2020 saldırısı sonrası, 5 Mart 2020'de bir ateşkeste uzlaşılmıştı.
 
Bu ateşkesin maddelerinden biri de M4 Karayolu'nun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor, yani tampon bölge tesis edilmesi ve bu bölgede Türk-Rus ortak devriyelerinin yürütülmesiydi.
 
Ateşkes sonrası Ağustos 2021'e kadar İdlib'de kadar ciddi bir ihlâl yaşanmadı. Ancak birkaç ay süren ortak devriyeler, Rus ve Türk askerlerine yapılan saldırılar sonrası durdu.
 
Rusya ile 'stratejik ilişkinin devamına' karar verildi
 
Yetkililer, İdlib'in dördüncü veya beşinci gündem maddesi olduğunu; Ukrayna ve Libya gibi anlaşmazlık alanlarına da ilişkilerin bozulmasına izin vermemek amacıyla öncelik verilmediğini söylüyor.
İdlib'in "tali bir konu olarak" asker ve istihbarat birimlerinin kontrolüne bırakıldığı belirtiliyor.
 
İkinci S-400 müzakerelerinin hızlandırılması, savaş uçağı motorlarının ortak üretimi, uzay çalışmalarının birlikte yürütülmesi gibi konuların yanı sıra bu görüşmeden kritik bir uzlaşı daha çıkmış gibi görünüyor.
 
Bir Türk güvenlik yetkilisinin verdiği bilgiye göre, daha önce stratejik çıkarlar doğrultusunda bir ülkeyle birden fazla nükleer santral yapımında çalışılmaması, her bir nükleer santral projesinin farklı bir ülkeyle yürütülmesi konusunda Ankara'daki kurumlar hemfikirdi.
 
Rusya ile 2010'da imzalanan anlaşma gereği Mersin'deki Akkuyu Nükleer Santrali de, Rusya'yla ortak yapılıyor.
 
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'le yaptığı ikili görüşme sonrası "Bizim üç nükleer santral yapma hedefimiz var. Sayın Putin'le 'Bu iki nükleer santrali de sizinle birlikte yapabilir miyiz?' diye de görüştük. O zaman Türkiye üç tane nükleer enerji santraline sahip olacak. 'Bu konuyla ilgili çalışalım' dediler." açıklaması yaptı.
 
Yetkili, daha önce verilen kararın aksine ilk aşamada Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santralin de Rusya'yla yapılabilmesi için görüşmelerin başlamasını beklediklerini söyledi.
 
Bir yandan da Türkiye'de birçok alanda faaliyet gösteren bazı büyük özel şirketlerin, Rus Gazprom'la olan doğalgaz ithalat anlaşmalarının son tarihi yaklaşıyor ve yeni bir anlaşma için müzakereler sürüyor.
 
Türkiye'nin kış yaklaşırken artan doğal gaz ihtiyacını, TürkAkım'dan daha fazla gaz akışıyla sağlama talebi de bulunuyor.
 
Bu konu, Ağustos ayında Erdoğan ve Putin arasında yapılan telefon görüşmesinde de gündeme gelmiş, Kremlin bunun "önemli bir işbirliği alanı" olduğuna dair bir açıklama yapmıştı."
 
Erdoğan'ın New York ve Soçi görüşmelerinin değerlendirildiği Ece Göksedef imzalı yazının tamamı:
 
 
6.10.2021

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама