Rusya'nın ilk koronavirüs aşısı Sputnik-V'i geliştiren Gamaleya Enstitüsü'nün direktörü Aleksandr Gintsburg, aşının bazı kategorilerdeki insanlar için "işe yaramayabileceğini" açıkladı. Gintsburg'a göre, yaşlılar, stres altındaki kimseler, alkolikler ve bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişilerde aşı, antikor oluşmasını sağlamakta yetersiz kalabiliyor.
Ülkenin önde gelen virologlarından Anatoli Altşteyn ise bu gruplandırmaya karşı çıktı. Altşteyn, aşının gerçekten de bazı insanlarda etkisiz olabildiğini, ancak bu durumun sebebinin bilinmediğini söyledi. Kesin olansa bu kişilerin bağışıklık sistemlerinin düzgün çalışmıyor olması.
Rusya Sputnik-V aşısının kitlesel uygulamasına kasım ayı sonunda başlamayı planlıyor. Rus istatistikçiler, koronavirüse karşı sürü bağışıklığının sağlanabilmesi için nüfusun en az yüzde 52'lik kısmının hedefli aşılamaya tabi tutulması gerektiği görüşünde.
Rastgele aşılama durumunda asgari oran yüzde 64 olarak hesaplanıyor.
Öte yandan Sputnik'in haberine göre Gintsburg, Kovid-19'un yapısı nedeniyle dış kaynaklı enfeksiyondan zoonotik (hayvanlardan insana geçen) enfeksiyona dönüşebileceğini söyledi.
Gamaleya Araştırma Merkezi Başkanı Aleksandr Gintsburg, Moskova merkezli Valday Tartışma Kulübü’nün özel toplantısında, "İlk koronavirüs dalgasına dış kaynaklı enfeksiyon neden olmuştu, bu enfeksiyon büyük havalimanlarından yayılmıştı. Şu anda yaşanan, yerel enfeksiyon, yani aynı anda farklı bölgelerde milyonlarca farklı merkezler ortaya çıktı ve bu merkezler etrafında halkalı ve vektörel yayılma süreci yaşanıyor" ifadelerini kullandı.
Rus bilim insanı, "Yarını analiz edecek olursak şu tahminde bulunabiliriz. Bu koronavirüs, yapısı nedeniyle çeşitli hücre ve dokulara ‘yapıştığı’ için evcil hayvanlarda, çiftlik hayvanlarında ve insan dışı diğer canlılarda kök salabilir" dedi.
Koronavirüsün zoonotik enfeksiyona dönüşmesi durumunda, Kovid-19 ile mücadele için gereken para ve zamanın, grip virüsüyle savaşmak için her yıl yapılan harcamalar ile aynı seviyeye geleceğini belirten Gintsburg, koronavirüsün zoonotik enfeksiyona dönüşme olasılığının 'pek iç açıcı' bir haber olmadığını, zira insanoğlunun bugüne kadar bu türden hiçbir enfeksiyonu yenemediğini söyledi.
Bu arada Rusya'da ikinci koronavirüs aşısını geliştiren Devlet Viroloji ve Biyoteknoloji Araştırmaları Enstitüsü Vektor'un Genel Müdürü Rinat Maksyutov, EpiVakKorona’nın önümüzdeki kasımda vatandaşların kullanımına sunulacağını söyledi.
Rossiya 24 televizyonuna konuşan Maksyutov, “Aşının kendi üretim sahamızda üretilecek olan ilk serilerinin bir kısmını piyasaya sürmeyi planlıyoruz” dedi.
Bunun kasımda gerçekleşeceğine ve EpiVakKorona aşısının tescil sonrası testlerinin başlamasıyla aynı zamana denk geleceğine dikkat çeken yetkili, aşının ilk partilerinin üretimi için Vektor Enstitüsü’nün üretim sahalarının devreye alınacağını ancak ‘potansiyel ortaklarla aşının üretimi ile ilgili görüşmelerin şimdiden başladığını’ ifade etti:
“Şu anda hem bileşenlerin hem de aşının tamamlanmış şeklinin üretimi için çeşitli üreticilerle konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Endüstriyel ortaklar şu anda var ve hazırlar, ancak nihai karar henüz alınmış değil.”
Sputnik'in haberine göre, Vektor Enstitüsü’nün ayrıca hem gribe hem de koronavirüse karşı kombine bir aşı geliştirmek amacıyla çalışma yürüttüğünü söyleyen Maksyutov, şöyle konuştu:
“Merkezimizde koronavirüse ve mevsimsel gribe karşı kombine aşı geliştirme çalışmaları devam ediyor. Mevsimsel grip ve yeni tip koronavirüsle gelişen enfeksiyonun özellikle mevsimsel gribin şiddetini ve ölüm oranını önemli ölçüde artırdığı görüldü.”
Maksyutov, EpiVakKorona’nın yeni koronavirüsün muhafazakar sabit, yani değişmeyen alanları esas alınarak tasarlanmış olduğundan ‘yeni koronavirüsün değişen alternatiflerine karşı etkinliğinin’ önemli avantaj olduğunun altını çizdi.
Peptid aşının diğer bir avantajının ise aktojenisitesi olduğunu vurgulayan yetkili, “Aşı hem sağlıklı gönüllüler, hem de kronik hastalıkları, alerjisi olan kişiler ve yaşlılar için tamamen güvenli” vurgusunu yaptı.
Maksyutov, aşının ‘içeriği herhangi bir şekilde değiştirilmeden’ ileride 14-17 yaş grubundan çocuklarda kullanımının da araştırıldığını sözlerine ekledi.