Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Ruslarla izdivacın dünü, bugünü

 Ruslarla izdivacın dünü, bugünü


Yeni yılı mutlu karşılayanlardanım. Bunun benim için çok önemli, geçerli bir nedeni var. Yeni yılın ilk haftasında bir kız toruna; minicik, tatlı bir ?vnuçka?ya sahip oldum.

Türk-Rus Toplumsal Forumu Eşbaşkanı ve Enka?nın kurucusu Şarık Tara, iki ülke arasındaki kültürel yakınlaşmaya Rus gelinleri şahit gösteriyor: ?Rusya?daki Enka şantiyelerinde 93 bin Türk çalıştı,10 bini Rus kızlarıyla evlendi. Türkiye?de Rus gelin sayısı 100 bin,? diyor.

Şarık Bey, bunu belki de resmi bir veriye dayanmadan yaklaşık bir rakam olarak ifade etti. Ancak rakamlar üç aşağı, beş yukarı bu civarda olsa gerek. Son zamanlarda iki ülke arasındaki her alandaki yakınlaşmaya örnek olarak gösterilebilecek önemli bir olgu bu.

Avrasya?nın en önemli iki ülkesi, Türkiye ile Rusya arasında, her iki ülke halkını mutlu eden, içinde bulunduğumuz günlerde de iyice yoğunlaşan olumlu ilişkiler var. Aslında çoktan olması gereken bu ilişkiler umarız köklü olur.

Ekonomide, uluslararası siyasette, sosyal, kültürel ilişkilerde, turizmde giderek artan, mutluluk verici bir yakınlaşma var. Türkiye?ye yılda yaklaşık 3 milyon Rus turist geliyor. Ruslar için Antalya kendi kentleri gibi...Bizim Şirketin Genel Müdürü Alex, Rusya?daki Türk okullarından birinden mezun olduktan sonra, yüksek öğrenimini İstanbul?da tamamlamış. Ortalama bir Türkten daha iyi Türkçe konuşuyor; imla hatalarına, ifade bozukluklarına hiç tahammülü yok.

Türklerle evlilik yapan Rus kökenlilerden biri de benim gelinim Petersburg?lu Viktoria? Eksik olmasın bize gözümüzün bebeği Miya?mızı armağan etti. ?Maya milaya Miya?yı?Bu yılın en güzel armağanı Ayaz Dede?den, Ded Maroz?dan değil, Viktoria?dan!

Ruslarla izdivaç, yeni, 1990?lı yıllardan sonra olan bir şey değil. Uzun bir geçmişi var? Bunun en bilinen, eski örneği ise Kanuni Sultan Süleyman?la izdivaç yapan Hürrem Sultan?

***

Torun karşılama heyecanıyla beklerken gözüm ara sıra açık televizyona kayıyor. Show TV?de yeni başlayacak bir dizinin tanıtım fragmanları var.

Dizi başlamadan, izleyemeden, ?vnuçka?ma, Türkiye?me doyamadan iş güç yüzünden Moskova?ya döndüm.

Dizi başladı; beğenenleri, beğenmeyenleri oldu; tartışmaları da beraberinde getirerek Türkiye?nin gündemine oturdu. RTÜK?ün hışmına uğrayarak ceza aldı, medyanın bir kesimi yerden yere vurdu. Ancak hepsi Muhteşem Yüzyıl?a rating olarak döndü.

Kanuni Sultan Süleyman?ı kadın ve içki sevdalısı olarak gösteriyor diye eleştiri yağmuruna tutulan Muhteşem Yüzyıl dizisi ratinglerde en yakın rakibine iki kat fark attı.

Daha ilk bölümünde zirveye oturan dizi, yoğun eleştirilere rağmen her gösterim haftasını yine zirvede tamamlıyor. Ölçümlere göre Türkiye?de halkın yüzde 35?i gösterildiği akşam ekranda Kanuni?nin Hürrem ile gerdek gecesini izlemiş.

Bu arada diziyle birlikte Hürrem Sultan da Türkiye?nin gündemine oturdu.

Dizide, Osmanlı'nın en geniş sınırlara ulaştığı sırada Kırım'dan cariye olmak için yola çıkan bir genç kızın -Moskof Cariye Hürrem'in- oğlunu tahta oturtmak için verdiği mücadele ve yaptıklarıyla bir imparatorluğun kaderine yön verişi ele alınıyor.

***
Peki kimdi bu Osmanlı tarihine damgasını vuran Hürrem Sultan?

Hakan Aksay üstadımız diyor ki; ?Hürrem Sultan bir Rus?tu...Aslında Rus değil, Ukraynalı?ydı. Ama ?fark eder mi??

Hürrem Sultan: Osmanlı padişahı I. Süleyman'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesi? Bir Osmanlı padişahıyla nikâhla evlenmiş ilk kadın...

Hürrem Sultan, Hürrem Haseki Sultan, doğum adıyla Aleksandra Lisowska ya da Avrupa'da tanındığı isimle Roxelana (doğum yılı 1500 veya 1506 - ölümü 1558), Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan Rutenya'da doğmuştu. 20 yaşındayken Tatar akıncılar tarafından 1520 tarihinde Rutenya'den kaçırılmış, Kırım Hanı'nın himayesine girmiş, daha sonra Osmanlı sarayına sunulmuştu.

İşte asıl hikaye bundan sonra başlıyor.

Anlatılan hikayelere göre, Hürrem Sultan Cariye maaşı alıyordu, ancak sarayda yaşadığı için bu paraya ihtiyacı da yoktu. Bu yüzden diğer cariyeler gibi parasını bağışlamak istedi ve bağışını da Mekke'ye yapmak istedi. Kölelerin dini yerlere bağış yapması dinen günahtı, bu yüzden Kanuni'den onu azat etmesini istedi ve nedenini de açıkladı.

Bu neden Kanuni?ye makul geldi ve bağış için Hürrem Sultan'ı azat etti. Hürrem artık cariye değildi.

Günlerden bir gün Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan'ı odasına çağırttı, ama Hürrem bu çağrıyı reddetti. Kanuni'ye, "Artık ben sizin malınız değilim; beni kölelikten azat ettiniz. Sizinle beraber olmam zinaya girer," dedi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman Hürrem Sultan'ı nikahına almak zoruna kaldı.

Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Güzelliği zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve sarayın ileri gelenleri arasında da kendine yer edindi.

Hürrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin Manisa valisi iken birlikte olduğu Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Mustafa zamanla çok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa'nın Kanuni'den sonra padişah olmasına herkes kesin gözüyle bakıyordu. Bu da Mahidevran Sultan'ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu.

Fakat Hürrem Sultan, her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti.

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört oğlan çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldürüldü. İkinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocuklarıysa Beyazıt ve Cihangir Şehzadelerdi.

Hürrem, kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturdu. Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürttü. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı oldukça yaygın. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak Hürrem Sultan'ın ölümünden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu padişah II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.

Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Bu dönemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar.

Hürrem Sultan 18 Nisan 1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan 8 sene önce 52 yaşındayken öldü.

Hürrem, oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi. Süleymaniye Camisi Külliyesi içinde kendisi için yaptırılan türbeye gömüldü. Türbenin iç duvarları bir cennet bahçesini tasvir eden İznik çinileriyle kaplı.

Hürrem Sultan'ın doğduğu yer olduğuna inanılan Ukrayna'nın Rohatyn kentinde bir Hürrem Sultan anıtı bulunmaktadır. 2007 yılında, Ukrayna'daki bir liman kenti olan Mariupol'daki Tatarlar da Hürrem Sultan'ın onuruna bir cami yaptırdılar.

***

İşte, Türklerle Rusların evliliklerine verebileceğimiz bildiğimiz en eski örneklerden birinin, Hürrem Sultan?ın ilginç hikayesi böyle?

Kim bilir; daha bilmediğimiz kaç ilginç hikaye var?..

e-posta: mhyazici@yandex.ru

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?



©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама