Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

İsmail Boy, uzak iklimlerden yılbaşı notlarını yazdı: Hindistan'ın "şok" halleri...

 2011?e girerken...

 Derler ki ?Yeni yıla nasıl girersen, bütün bir yıl öyle geçermiş? ben de bu yılbaşında kalkıp Hindistana gittim. Amacım Dünyada yaşanan en büyük aşkın sembolu olan Taj Mahal?de yeni yıla girmekti. Yola çıkmadan önce tedbir için bazı aşılar öneriliyor, ayrıca valize de birkaç paket bisküvi, kurabiye türü şeyler de koymakta yarar olduğu söyleniyor.

Hani bizim ?Hindistan? dediğimiz, İngilizlerin ?India? dedikleri bu ülkeye kendi halkı ?Baharat? diyor nedense. Hindistan 1 milyara yaklaşan nüfusu ile Çinden sonraki dünyanın en kalabalık ülkesi ama Hindistan?ı farklı kılan demokrasi ile idare edilen Dünyanın en kalabalık ülkesi olmasıdır. 1947?de bağımsızlığına kavuştu, Rusya (Rassia Math) gibi Hindistan da ?ana? olarak anılıyor : ?Mother India?. Bu ülkede ineklerin kutsal sayılmasının nedeni de bu ne de olsa ?inek? de bir anadır ve bizi sütü ile besliyor! Tabii 5 bin yıllık bir medeniyet ve uzak doğuya mahsus Hinduizm, Budizm, Caynacılık ve Sıh dini gibi 4 büyük dinin doğduğu yer olarak kabul ediliyor . Zaten 30 Ocak 1948 de Mahatma Gandi?ye suikast düzenleyip öldüren Hintli de sebep olarak onun Müslümanlara aşırı taviz vermesini ileri sürmüştü, Bu ülkede 17 ayrı Lisan ve 700 e yakın lehçe konuşuluyor.

Hindu inanışına göre gündüz ölen bir Hintli hemen yakılır, şayet gece ölürse ertesi güne yani gündüz vaktine bekletilirmiş, zira onlara göre ölüm ile ruh serbest kalıyor gündüz yolunu bulabilir ama gece karanlıkta kaybolur endişesi ile yakma işini asla geceleri yapmıyorlar, eskide kocası ölen dul kadın da beyaz bir sari giyip kocasının cesedinin yakılması esnasında kendisini canlı canlı o ateşe atarmış.

Hintli kadınlar güzelliklerine öok düşkünmüş, altının ziynet eşyası olarak en çok kullanıldığı ülkedir, kadınların kollarında sıra ıra bilezikler takılıdır, bu konuda atasözü bile var: ?Hint evinin en güzel sesi, annenin kolundaki bileziklerin sesidir? derler, yani anne çalışırken kolunda ses çıkartan bileziklerden dem vuruluyor?

Geleneksel giysileri olan ?sari? Hint kadınının asla vaz geçmedigi giysidir. Toplumda ?Sari? giyen kadin daima saygı görür, evli kadınlar iki kaşlarının arasına kırmızı nokta ?Bindi? koyar, bekar kızlar süs amacıyla başka renkler koyarlar ama kırmızı evlik işaretidir, zira gelinlikleri de beyaz değil kırmızıdır. Hintli erkek kadında sadece fiziki güzellik değil sesinin de güzel olmasını ister, hafta sonu gazetelerinde yayınlanan ?izdivaç? ilanlarında erkekler; Maddi durumlarının uygun ve buğday tenli olduğunu yazar, kadınlar da güzel fizikleri ve sesleri olduklarını yazarlar?.

Yeni doğan her çocuğun astrologlar tarafından yıldız burcu hesaplaması yapılır, gün ve saat hesabıyla çocuğun karakteri ve geleceğine ait kehanetler belirlenir, bu yıldız burcu o kadar önemlidir ki birbirlerini delice seven gençler bile evlilik için ailelerine danışınca her iki tarafın yıldız defterleri ortaya çıkar ve birbirlerine uygun olup olmadıklarına bakılır. Şayet uygun değil ise asla evlenmelerine izin verilmez, bu itirazlara rağmen yapılan evliliklerin hiçbir de yürümemiş. Otobüste tur rehberimiz anlattı, ? Hindistan?ın tanınmış ve çok sevilen iki film yıldızı birbirlerine aşık olmuşlar ve evlenmeğe karar vermişler, bütün Hindistan halkı bayram etmiş, genç aşıklar bu kararlarını açıklayınca doğal olarak yıldız defterleri ortaya çıkmış, ancak yapılan hesaplamalarda ne yazık ki bu gençlerin evlenmeleri mümkün görünmüyormuş. Zira bu falda   erkeğin ilk evliliğindeki eşi çok fazla yaşamadan öleceği görülmüş. Bütün Hindistan halkı yasa bürünmüş, sonunda Hint din adamları genç erkeği bir ağaç ile evlendirmişler, ve ağaç 6 ay sonra kurumaya başlamış, 16 ay sonra da tamamen ölmüş, ancak bundan sonra genç aşıklar bir araya gelebilmişler, aynen bir Bollywood filmi gibi, sslında tüm Hindistan yaşamı böyle film gibidir ?.

İstanbul?dan yaklaşık 6 saatlik uçuş ile indiğimiz Delhi havaalanı geçen yıl hizmete girdiği ,için henüz yeni durumdaydı. Başkent Delhi 10 milyon nüfusa sahip İngilizlerin etkisiyle bol yeşil alanları ve bulvarları olan ülkenin 3.ncü büyük kenti, Fazla zaman kaybetmeden ertesi günü Varanasi kentine uçtuk.

Ülkenin 3 bin yıllık bir tarihe sahip en kutsal şehridir Varanasi. Hinduların 3 önemli tanrısı vardır, Bunlar Brahma, Vişnup ve Şiva dır, işte bunların arasından Tanrı Şiva?nın doğduğu kenttir Varanasi. Kutsal Ganj nehri kenarında kurulmuştur, her Hintlinin en büyük arzusu, ölürken burada yakılıp küllerinin Ganj nehre serpilmesidir.

Bu kutsal şehre girince şok olmadım desem yalan olur. Şehirdeki sefalet ve pislik anlatılır gibi değil, sokaklar pislik ve çamurdan yürünmeyecek durumda. Halk kapı diplerinde, çamurlar içinde ineklerle ve köpeklerle bir arada uyuyor. Bunca yıldır dünyanın her tarafına seyahat eden biriyim ama fakirliğin bu kadar çarpıcı bir şekilde sergilendiği başka bir yer ile daha önce hiç karşılaşmadım. Burada resmen tokat yemiş gibi oluyor insan ?Tanrım, ben de burada doğmuş olabilirdim? diye düşünmeden geçemiyorsunuz.

Bütün bu pislik ve sefalete rağmen Hintli her akşam güneşi uğurlamak, sabah da onu tekrar karşılamak için Ganj nehri kenarında dinsel bir törene katılmaktan geri kalmıyor. Ganj nehrini kendine göre kutsal bir kurtuluş sayıyor, onun suyunda yıkanarak günahlarından arındığına inanıyor. Oysa aynı Ganj nehrine şehrin değişik yerlerinden akan kanalizasyon var, ayrıca burada kimi insanlar çamaşırlarını, bulaşıklarını yıkıyor ama olsun suyun rengi simsiyah olmasına rağmen insanlar yine de her sabah bu nehirde yıkanmaktan kaçınmıyorlar.

Buradaki şoku gördükten sonra ülkenin diğer köşelerindeki eserler, örneğin: Jaipourdaki inanilmaz taş ve mermer ustalığının sergilendiği ve fillerle tırmanılan Amber kalesi veya Agra Ekber sarayi veya 20 yılda her gün 1500 arabanın taşıdığı özel mermerler ile delicesine aşık olduğu karısı Banu Begüm sultanı kaybeden Cihan Şahın onun anısına yaptırdığı ve Dünyanın 7 harikasından biri sayılan Taj Mahal bile gözümde önemini kaybetti.

Hindistan, galiba , ?hayatı ve kendisini sorgulamak isteyen her insanın mutlaka en az bir kez gidip görmesi gereken? bir yer, eminim ki buraları gördükten sonra hayata bakışınızda ciddi değişiklikler olacaktır.

Hepinize 2011 ve sonrasında sağlık ve mutluluklar dilerim?

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама