Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Ne Var Ne Yok?

"Kırk yıl boyunca sinsice sızdılar"

Tuğgeneral Nurettin Alkan… Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği İçişleri Bakanlığı Müşaviri… Onu kamuoyu, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından, "Jandarmayı FETÖ'ye teslim etmeyen kahraman komutanlardan biri” olarak tanıdı… O gece darbecilerle çatışırken omuzuna aldığı kurşunla gazi oldu… Posta gazetesi, askerlerin kahramanlıklarını anlatırken şu haberi veriyordu:

"Darbe girişimini duyan Jandarma Genel Komutanlığı Personel Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Jandarma Plan Prensip Başkanı Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu ile Kurmay Albay Ali Demir'i aradı. Bu üç askerin ortak özelliği, Balyoz Davası'nda 16 yıl hapis cezası almaları ve 3'er yıl hapis yatmalarıydı. Aynı askeri lojmanda oturuyorlardı.Bu üç askere, Albay Nurettin Alkan ile Albay Güven Şağban da katıldı. Yanlarında sadece beylik tabancaları vardı. Sivil kıyafetlerle bir otomobile binip Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiler. Darbeci Kurmay Yarbay Süleyman Karaca karargahı ele geçirmek için 18 askerle içerideydi. Bu 5 subay çatışarak içeri girdiler. Albay Nurettin Alkan kolundan yaralandı. Çatışma sabaha kadar sürdü. Bu 5 subay, destek gelene kadar Jandarma Genel Komutanlığı'nın darbecilerin eline geçmesini önledi. Özel Kuvvetler de sabah 07.00'de Komutanlığa operasyon düzenleyip tüm darbecileri öldürdü.”

Tuğgeneralliğe terfi eden Nurettin Aşkan’ın bir yıl önce atama kararnamesi çıkmıştı. Atama karar medyada "Darbecilerle çatıştı Moskova'ya atandı” başlığı ile yer aldı. Posta’nın haberinde, "15 Temmuz gecesi Ankara'daki Hisarcıklıoğlu Camii'nde karargah kurup, Jandarma Genel Komutanlığı'nı ele geçirmeye çalışan darbecilerle çatışan Tuğgeneral Nurettin Alkan da Rusya'nın başkenti Moskova'ya Askeri Ataşe/İçişleri Müşaviri olarak atandı” deniliyordu.

Tuğgeneral Nurettin Alkan, görevinde ilk yılını doldurmaya hazırlanırken, Moskova Büyükelçiliği’nde yapılan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü törenlerinde yaptığı konuşma ile izleyenlere duygulu anlar yaşattı. Törene katılanlar arasında gözyaşlarına hakim olamayanlar vardı…


Büyükelçiliğin ikinci katındaki salonda Büyükelçi Mehmet Samsar’ın katılımıyla tören başladığında, Tuğgeneral Alkan’ın en arka sıralarda oturduğu görüldü. Protokoldeki yerine, en ön sıraya davet edilmesine rağmen Alkan tevazu içinde, eşi Suna Hanım ile birlikte arkada oturmayı tercih etti. Büyükelçi Samsar’ın konuşmasının ardından “15 Temmuz gecesinin kahramanlarından ve canlı tanıklarından biri olarak” konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildiğinde, salonda bulunanlardan pek azı Komutan’ın yaşam hikayesini biliyorlardı. Ve Alkan, duygu dolu konuşmasını yaptı. Sadece durum tespiti, sadece anılar, sadece hayat dersleri değil, yerinde uyarılar da içeren konuşmasını, virgülüne bile dokunmadan bugün bu sütunlara taşımaya karar verdik:

"Sayın Büyükelçim, Kıymetli Misafirler,

Bugün burada, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik gününü idrak etmek ve bu milli değerlerimizi muhafaza uğruna mücadele eden 80 milyon Türk Milleti ve bu uğurda hayatlarını feda eden şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi anmak üzere biraraya gelmiş bulunuyoruz. 

Sözlerime şunu ifade ederek başlamak istiyorum; öncelikle 15 Temmuz gecesi daha saat 22.00 sıralarında ben ve benimle benimle beraraber olan Üç Arkadaşım görevimizi yapmaya çalıştık. “15 Temmuz’un asıl kahramanı 250 şehit, 2193 gazi ve 80 milyon kahraman, vefakar ve gözü kara Türk milletidir. Böyle bir milletin mensubu olmaktan duyduğum onuru ifade etmek istiyorum. Benim şahıs olarak onlara bir özür borcum var. Ben ve adı bilinmeyen binlerce Türk evladı asker personel ettiği “Askerlik Yeminin” bir bir gereği olarak bu milleti koruma yolunda önce biz şehit olmalıydık ve son asker şehit olduktan sonra asker olmayan sivil kardeşlerimiz mücadele etmeliydiler ve şehadet mertebesine ulaşmış olmalıydılar. Şehitlerimize bir özür borçluyum, görevimizi layıkıyla yerine getiremediğimiz ve onları koruyamadığımız ve önce biz şehadet mertebesine ulaşamadığımız için. Haklarını helal etsinler.  

İki tane erkek evladım var, onların doğum haberini aldıktan sonra sonra her Türk Babası gibi ettiğim duayı sizinle paylaşmak istiyorum “Allahım bu evlatlarıma Türk milletine ve vatana hayırlı evlatlar olmayı nasip eyle, inşallah ihtiyaç olmaz ancak ihtiyaç olduğunda bu millet ve vatan uğrunda şehit olmayı nasip eyle” demiştim. 15 Temmuzun ertesi günü iki oğlumda bana “baba neden bize haber vermedin, bizde orada  ve senin yanında olmalıydık” dediler. Bunu neden anlatıyorum bu hain terör örgütünün tasmasını elinde tutan ülkeler ile gizli ajandaları olan ülkeler bu milleti tanımıyorlar.

Atatürk’ün dediği gibi “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.”
31 yıllık meslek yaşamımda Mavi Vatan dahil yaklaşık 1.200.000 kilometrekarelik Vatan toprağını ve Türk milletini korumak uğrunda yapılan mücadelede iki defa yaralandım. Bir canım ve iki evladım var. Bunlarda bu vatana ve millete feda olsun.

Kıymetli Misafirler,

Bundan tam üç yıl evvel, 15 Temmuz 2016 akşamı Türkiye yakın tarihinin en büyük badirelerinden birini atlattı. 

Ordumuzun şanlı üniforması içine saklanmış FETÖ terör örgütü mensubu vatan hainleri seçilmiş hükümetimize ve anayasal düzenimize karşı kanlı bir darbe girişimi başlattı.

Kıymetli Misafirler,

Türk Askerinin bir yemini vardır. Askerliğini yapan her Türk bu yemini bilir. Müsadenizle bunu hatırlatmak istiyorum “Barışta ve savaşta; karada, denizde ve havada, her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime, doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, Türk sancağının şanını, canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim”

Asker üniforması giymiş bu teröristler Her ne pahasına olursa olsun korumaya ve hizmet etmeye yemin ettiği Kendi halkına,  Cumhuriyetimizin sembolü olan Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisine, 2000 yıllık ordu geleneği olan bir orduda kendi komutanına, ölümü paylaştığın kardeşinden daha yakın silah arkadaşına, polisine ateş açacak, tanklarla uçaklarla bombalayacak kadar gözü dönmüş, bizce gayet iyi bilinen ülkelere hizmet eden bu teröristler Türk milletinin gücünü, cesaretini ve demokrasiye olan bağlılığını hesaba katmadı. FETÖ’cü hainlerin Tasmalarını elinde  tutan ülkelerinde, insanlık tarihi kadar eski, kadim ve necip bir millet olan Türk milletini tanımadıkları ortaya çıktı.

Oysa ki, Mehmet Akif Ersoy’un mısralarında çelik zırhlı duvara karşı “iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” diye haykıran bu necip milleti korkutmak, sindirmek mümkün olabilir mi? 

Nitekim, zihinlerimizde halen tazeliğini muhafaza eden o hazin görüntülerden de hatırlayacağınız üzere, özgürlüğe âşık, demokrasiye tutkulu Türk milleti gerçekten de o gece kükremiş bir sel gibi sokaklara aktı ve profesöründen-okuma yazma bilmeyenine, bürokratından-hamalına, kadınından-erkeğine, gencinden-yaşlısına milyonlarca insan o iman dolu göğsünü gözünü kırpmadan tanklara, tüfeklere karşı siper etti.

O gece bizler için, demokrasimizi, anayasal düzenimizi, hak ve özgürlüklerimizi FETÖ teröristlerine karşı savunmak için sokaklara çıkanların yaklaşık üçte biri daha Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını duymadan harekete geçmişler, demokrasi destanını yazmaya başlamışlardı. 

15 Temmuz gecesi ettiği yemine uygun olarak emir almadan ve beklemeden bu hain teröristlere karşı mücadele eden isimsiz asker personeli, polislerimizi ve ogece FETÖCÜ hainler için gözaltı kararı veren Savcı ve Hakimlerimizi unutmamak ve hakkını vermek gerektiğini düşünüyorum. 

15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi başta aziz milletimiz olmak üzere, ‘‘Tek Devlete’’ ve “Demokrasiye” inanmış kahramanların mücadelesi ile amacına ulaşamamıştır. Ancak (250) vatandaşımız şehit olmuş, (2.193) vatandaşımız da yaralanmıştır.

Bir düşünelim. O gece bu ülkenin kadını erkeği ile birlikte bu hainlerin karşısına çıkmasalardı, ya da şöyle düşünselerdi:  “Ülke zaten battığı kadar batmış, artık ne yapsak faydası olmaz”, “Bir ben ile mi kurtulacak vatan”, “Benim ne işim var meydanlarda, bir ben mi kurtaracağım bu vatanı” deselerdi, ya böyle düşünselerdi. 

O hale düşmelerinin kabahatini birbirlerine atıp, rahatlama yolunu seçseler, birbirlerine düşman olup, gerçek düşmana karşı birleşmeyi unutsalar dı… Evlerinde televizyonun başında oturup sıcak çaylarını yudumlasalar dı... Bana değmeyen yılan bin yaşasın deseler di... Bu ülkemiz şimdi belki hangi ülkelerin menfaatleri doğrultusunda  bölüşülmüş veya işgal edilmiş olacak idi? 

Değerli Konuklar,

FETÖ/PDY ihanetinin boyutlarını kavramak gerçekten kolay değildir. Karşımızda kırk yıldır sinsice, gizlice devletin, bürokrasinin, silahlı kuvvetlerin, yargının, polisin, üniversitelerin, okulların, medyanın, bankaların, ticaretin, velhasıl toplumun tüm dokusunun içine sızan, kanser gibi yayılan habis bir yapı, devleti içten fethetmeyi, tasmasının elinde olduğu ülkelerin emellerine hizmet etmeyi hedeflemiş dünyanın en tehlikeli eli kanlı bir terör örgütü vardır. 

Kendi Amaçları doğrultusunda çarpıttığı ve Kuran-ı Kerime aykırı, Dini unsurları referans alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ terör örgütü, Dünyadaki uluslararası tüm terör örgütleri gibi;
  + Kod isimler ve gizli/şifreli  haberleşme kanalları kullanmış, 
+ Kaynağı bilinmeyen büyük miktarda parasal geliri elde etmiş ve halen etmekte, 
+ Yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurt dışından idare eden ve Türkiye’ye gelmekten imtina eden,
+ Hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj, iftira (İslamiyette en büyük günahlardan biridir) ve yasa dışı faaliyeti kullanan, Devlet kurumları içine yerleştirdiği Hakim, Savcı, Polis, Askerler eliyle yapılan işlemlerin yasalmış gibi görünmesinin sağlayan, kendine ait basın yayın organları ile de algıyı yöneten,
+ Terör örgütü üyelerinin yalan ve takiye üzerine yapıldırıldığı bir hayatı olan,
+ Ülkemizdeki Çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen temaslarda bulunan, söz konusu örgütün casusluk faaliyetlerini de kapsayan arkasında bizce malum devletlerin olduğu organize ve uluslararası bir terör örgütü olduğunun kanıtlarıdır.

Örgütün yapılanmasında Terörist elebaşısı F.GÜLEN’e ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. FETÖ silahlı terör örgütü legal bir yapı içerisine gizlenmiş ve genel yapıdan tamamen farklı hareket eden ve kendi Amir ve Komutanlarından değil bu hiyerarşik yapı içinden emir alan bir illegal yapılanma oluşturmuştur.

15 Temmuz gecesi bana ateş eden teröristlerden biri 1 yıldır beraber çalıştığım bir personelim idi. Ona derhal silahını bırakması konusunda emir vermeme rağmen “ benim kendisine emir veremeyeceğimi söylerek ateş etmeye devam etmiştir. O zaman gözlerindeki kini yakından görme fırsatım oldu. Mesleğim gereği bir çok teröristle karşılaşma imkanım olması nedeniyle o güne kadar karşılaştığım hiçbir teröristin gözünde böyle bir kin görmemiştim. 

FETÖ terör örgütünün mahrem yapısını ve silahlı kanadını oluşturan TSK içindeki yapılanmasındaki kişilere, çocukluğunda el atarak önce Arkadaşlarından, sonra ailesinden ve son olarakta çevresinde kopartarak mutlak itaat eden bir robot haline getirmektedir. Çaldığı sorular marifetiyle binlerce insanın geçmişini ve geleceğini elinden alarak Bu yapı içindeki elemanlarına hakketmediği okul, iş, kariyer ve bütün kadınlarımızdan özür dileyerek hatta karı(eş) vererek, ve hatta öbür dünyada cenneti vaat ederek ülkemizin menfaatlerini bir kenara bırakarak, Terör örgütünün tasmasını elinde tutan devletlerin amaçları ve  menfaatleri doğrultusunda çalışmasını sağlamıştır.

Organizasyonun büyüklüğünü anlamak açısından bir kaç Konuyu sizinle paylaşmak istiyorum;

- Olay gecesi Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı Karargâhını ele geçiren teröristlerin bir kısmı yıllık izinde, bir kısmı kursta, bir kısmı başka birlik ve illerde görevli, hatta bazıları yurtdışında görevli, bir kısmı ise başka yere atamalı olup ilişik kesmiştir. Bu kişilerin görev yerlerinin çeşitliliği dikkat çekicidir. 
- O gece Karargâhta bulunanlar, bir iş bölümü çerçevesinde; (bazıları nizamiyelerde, bazıları katlar bölgesinde, bazıları rehin alınanlara nezaret edilmesinde, bazıları harekat merkezinde, bazıları görüntü izleme merkezinde, bazıları tel örgü boyunca nöbetçi olarak bazıları garajlar bölgesinde, bazıları silah mühimmat dağıtılmasında, bazıları yaralı tahliyesinde, bazıları nizamiyelerde kimlik kontrolünde, bazıları helikopter, zırhlı araç ve savaş uçağı talep edilmesi ve bunların halka ateş etmeleri için yönlendirmede, bazıları Sıkıyönetim Koordinatörü olarak Jandarma Genel Komutanlığına atanan Tuğgeneral Faruk Bal’ın Anıttepe Savaş sokakta bulunan evinden alınarak karargâha getirilmesinde araç komutanı olarak, , bazıları karargah dışındaki darbecilerle (telsiz, telefon vb) iletişim sağlamada, bazıları sivil halka ve kolluk kuvvetlerine ateş edilmesinde, bazıları teslim olma konusunda demokratik oylamanın yapılması, bazıları polise ve halka ateş edilmesi emri verilmesinde)  görev almak suretiyle kendi paylarına düşen eylemleri gerçekleştirmişlerdir. Çok sayıdaki bu farklı eylemleri; birbirini tanımayan ve bir örgüt hiyerarşisi altında olmayan yüzlerce kişi tarafından spontane gelişen bir şekilde boşluksuz paylaşılması ve üstlenilmesi hayatın normal akışında mümkün değildir. Farklılık ve çeşitlilik arz eden bu çok sayıdaki görevler; gizlilik kurallarına riayet eden örgütsel bir disiplin, hiyerarşi ve organizasyon ile özel iletişim kanallarının kullanıldığını göstermektedir.
- Darbecilerin ülke genelindeki darbe girişimini planlayan/icra eden (sözde Yurtta Sulh Konseyi) kişilerle irtibatlı olduklarını gösteren bir diğer delil ise, Jandarma Genel Komutanlığına ait olmayan zırhlı araçlar, taarruz helikopterleri ve savaş uçaklarının darbecilere yardım için Beştepe karargâhına gelmesi ve vatandaşların üzerine ateş açmaları vakıasıdır. 

Değerli misafirler,

FETÖ ve benzeri terör örgütleri ile mücadele uzun soluklu bir mücadeledir. Asla gevşekliği kaldırmaz. Ülkemizde bu mücadelenin devamı için gerekli siyasi irade, milli dayanışma ve birlik mevcuttur. Bu mücadele bir intikam duygusuyla değil, bir adalet duygusuyla yürütülmektedir. Bundan sonraki görevimiz, bir yandan FETÖ denen bu ihanet şebekesiyle mücadele ederken, diğer taraftan da dost ve müttefik devletlerin bizim yaşadığımız acıları yaşamaması için  bu mücadelemizin haklılığını ve FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin gerçek yüzünü tüm dünyaya daha iyi anlatmaktır.  FETÖ hala yurtdışında çöreklendiği toplumlarda dimağlara zehir kusmakta, kamuoylarını Türkiye’ye karşı kışkırtmak için çaba harcamaktadır. Bilerek veya bilmeyerek buna teşne olan dost ve müttefik bildiğimiz ülkeler maalesef mevcuttur. Biz, tabii, yılmayacağız, kırılmayacağız, doğru bildiğimiz yoldan ayrılmayacağız ve bu mücadeleyi onlara da anlatacağız.

Aynı evrensel değerleri paylaştığımız dostlarımızı, bu FETÖ belasının dün bizi olduğu gibi yarın da onları yakabileceği, FETÖ ve FETÖ benzeri bu yeni nesil terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı müteyakkız olmaları gerektiği hususunda samimi şekilde uyarmak istiyoruz.

Hiçbir dini, ahlaki ve hukuki sınır tanımayan dünyanın en tehlikeli ve eli kanlı FETÖ terör örgütünün faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde de siyasi nüfuz ve ekonomik güç elde etme çabaları ortadadır. 
Türkiye’de izledikleri taktikleri diğer ülkelerde de uygulamaktadırlar. Dolayısıyla Terörist elebaşı Fethullah Gülen ve onun elebaşısı olduğu bu yeni nesil terör örgütünün sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği bütün ülkeler bakımından bir ulusal güvenlik tehdidi olduğu görülmektedir. 

Bütün dünyaya son olarak şunu haykırmak istiyorum. Türk milletinin Dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. 

Atatürkün dediği gibi “Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin farketmediğini sanmak hatadır.”

Bu hainlerin ve ülkemize karşı kullanılan veya kullanılacak terör örgütlerinin tasmasını elinde bulunduran bizce malum ülkeler şunu bilmeliler ki Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ün söylediği gibi “Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. Bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu haklı kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır.”

Değerli Konuklar,

Ben burada sizlerin huzurunda hakkını nasıl ödeyeceğimi bilemediğim, iki tane evladımızı tek başına büyüten ve 15 temmuz gecesi dahil olmak üzere görevlere giderken gösterdiği vakur duruşu, soğukkanlılığı ve sukunetiyle aklım onlarda kalmaksızın gitmemi sağlayan sevgili eşime teşekkür etmek istiyorum. Ben senden razıyım, Allah da senden razı olsun.



Tuğgeneral Nurettin Alkan ve eşi Suna Alkan

Değerli Konuklar,

Ülkemizin bir daha asla böyle bir sınamayla ve saldırıyla karşı karşıya kalmaması temennisiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere aziz şehitlerimizin hatırası önünde saygıyla eğiliyor, ailelerine ve milletimize bir kez daha başsağlığı ve sabır, gazilerimize de şifalar ve uzun ömürler diliyorum. 

Son olarak bütün Şehit yakınları ve bütün gazilerimizin her zaman başımızın tacı olduğunu ve onlar için ne yapsak az olduğunu, onları üzmeye ve kırmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade etmek istiyorum.

Hepinizi saygı ile selamlıyorum."
 
15.7.2019


Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?



©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама