Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

Erdoğan: "Putin’i daha olumlu gördüm"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonubda Azerbaycan'a yaptığı ziyaretin dönüşünde, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, "Sayın Putin ile ikili konularımızı özellikle Suriye meselesini ele alacağız. İdlib’deki son durumu bir kez daha değerlendireceğiz" dedi.

Erdoğan'ın açıklalarından bazı başlıklar:

— Katar Emiri uçağı Türkiye’ye hibe etti. O uçak benim şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti  Devleti’nindir

— Kardeşim İlham Aliyev Bey ile baş başa görüşme yaptık. İkili ilişkileri ve bölgesel sorunları ele aldık.  Yukarı Karabağ meselesini özellikle gündeme getirdim. Buradaki sürecin acımasız yanı, ABD-Rusya-Fransa’dan müteşekkil Minsk üçlüsünün adeta oyalama taktiği içinde olması. Duyarlı davranmıyorlar. Nitekim, 1992’den bu yana yani 26 yıldan beri süreç adeta sürüncemeye bırakılmış vaziyette.  Pazartesi (bugün)Soçi ziyaretim var. Sayın Putin’e bu konuyu da açacağım. Sayın Putin ile ikili konularımızı özellikle Suriye meselesini ele alacağız. İdlib’deki son durumu bir kez daha değerlendireceğiz.

- İstanbul’da malum dörtlü bir görüşme yapıldı; Türkiye Rusya, Fransa ve Almanya’dan temsilciler Suriye konusuyla ilgili bir ön hazırlık görüşmesi gerçekleştirdiler. Bilahare, konuyu liderler seviyesinde değerlendirmemiz gerekecek.

'İDLİB’DE AĞIR SONUÇLAR OLABİLİR'

— İdlib’de bu süreç böyle devam ederse bunun katlanılması ağır sonuçları olabilir. Buna fırsat vermeden, hem Rusya hem koalisyon güçleri ile bir çözüm bulmamız lazım. Koalisyon güçleri içerisinde malum ABD farklı bir yerde duruyor. Almanya ve Fransa ile daha önce görüşmelerimiz oldu. Rusya ile zaten işin içindeyiz. Pazartesi (bugün) yapacağım görüşmede, ardından BM Genel Kurulu’nda, ayrıca Almanya’ya yapacağım ziyarette bu konuları ele alma fırsatımız olacak.

'İŞİN SİYASİ VE İNSANİ YÜKÜNÜ TÜRKİYE ÇEKİYOR'

— İdlib’de durum iki üç gündür sakin. Yapılan girişimlerin bir neticesini aldık gibi görünüyor. Fakat hala biz tatmin olmuş değiliz. İşin siyasi ve insani yükünü Türkiye çekiyor. 3.5 milyon mülteci bizim ülkemizde. İdlib’ten yine bir göç harekatı olursa insanların sığınacağı yer yine Türkiye gözüküyor.

'PUTİN’İ DAHA OLUMLU GÖRDÜM'

- (Lavrov insani koridor açılmasından söz etti. Ortak bir operasyon söz konusu mu? Yoksa operasyonun önüne mi geçildi?) Bu konuları pazartesi (bugün), Soçi’de Putin’le ele alma imkanımız olacak… İdlib’de bizim 12 gözlem noktamız var, Rusya’nın 10 gözlem noktası var, İran’ın az sayıda var. Bu gözlem noktaları ile oradaki saf, temiz, masum insanları koruma gayreti içerisindeyiz. Şu anda rejimin acımasızlığını, oralarda nasıl terör estirdiğini herkes görüyor. Ortada bir terör devlet var. Estirilen teröre karşı nasıl tedbir alacağız? Koalisyon güçleri ne yapacak?  Sayın Putin ile görüşeceğiz. Sayın Putin’in bundan sonraki yaklaşımı ne olacak? Tahran’daki görüşmede ben Sayın Putin’i daha olumlu gördüm. Temenni ederim ki olumlu yaklaşımlarını devam ettirirler. İdlib’de içeride muhaliflerin arasında bulunan terör gruplarına karşı hep birlikte adımları atalım. Ama bahane üreterek orayı bombalamak gibi bir adımın içinde de olmayalım.

'GÖZLEM NOKTALARINI GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

- (Terör gruplarına ortak operasyondan söz edilmişti, teklifiniz olacak mı?) Bunları Tahran’da konuştuk; silahların bırakılması, ateşkes, herkes için geçerli olan bir şey. İdlib’deki gözlem noktalarımızı güçlendirdiğimiz doğrudur. Güçlendirmeye de devam edeceğiz. Zira biz gözlem noktalarını güçlendirmeyecek olursak, başkaları daha farklı yerlerde orada inisiyatif alıyorlar ve aldıkları bu inisiyatiflerle de oradaki masum, mağdur insanları zorda bırakıyorlar. Bu meselede en sıkıntılı olan ülke Türkiye’dir. Bizim dışımızda oraya sınırı olan yok çünkü. Buradan çıkacak insanların geleceği yer de Türkiye. O nedenle kusura bakmasınlar, biz de a’dan z’ye kendi tedbirlerimizi almak durumundayız.

ANAYASA VE SEÇİMLER

— (İdlib meselesinin birden patlamasının nedeni nedir?) Tablo ortada. Lafta herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış. Bir ülkenin 22 üssü var, bir diğerinin 5 üssü var. Üsler kurulmuş. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok. Parselasyon, şu, bu derdinde değiliz biz. Nihai düşüncemiz: Bir, anayasanın hazırlığı; ikincisi ise seçimlerin içeride ve dışarıda tüm Suriyelilerin katılımı ile yapılması. Bunun neticesinde orada kimler var ise gelin hep beraber Suriye’yi terk edelim. Bundan daha başka çıkış yolu olamaz.

'İDLİB'DE HERKES ELLERİNDE TÜRK BAYRAKLARI İLE DOLAŞIYOR'

- (ABD terk edecek mi?) Ne diyorum? Hep beraber. Bize diyorlar ki “Bizi buraya rejim çağırdı.” Biz de diyoruz ki “Sizi rejim çağırdıysa bizi de buraya Suriye halkı çağırdı.” Aramızdaki fark bu. Biz rejimi tanımıyoruz, Suriye devletini tanımıyoruz, onlar tanıyor. Biz Suriye halkını tanıyoruz. Onlar bizim kardeşlerimiz. Şu anda kimse orada İdlib’de ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor. Bunun bir anlamı var. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da değil, Suriye vatandaşı. Biz bu mağdur, mazlum insanları yalnız bırakamazdık, kaldı ki bunların birçoğu ile akrabalık ilişkimiz var, ilişkilerimiz bu kadar derin.

'BİZ SURİYE HALKININ DAVETİNE İCABET ETTİK'

- (ABD’nin YPG’yi yerleştirme planı) Bizim tavrımız son derece net. Tavrımız ne ise böyle devam edecek. Niye geri adım atalım? Biz, iki ileri bir geri, böyle bir mantıkla hareket eden bir ülke değiliz. ABD’ye teklifimizi ta başta yaptık. Dedik ki “Rakka’da siz terör örgütleri ile birlikte adım atıyorsunuz. Eğer Rakka’dan terör örgütlerini, DEAŞ’ı boşaltacaksanız, gelin bunu beraber yapalım. Bak biz iki tugay görevlendiriyoruz. ÖSO’yu da yanımıza alıyoruz, siz bize sadece lojistik destek verin, hava desteği verin, biz burayı temizleyelim.” Bunu, bizzat Trump’a söyledim. Daha sonra heyetler arası görüşmede söyledim. Dediler ki “Biz YPG-PYD ile yapacağız.” Biz de “O sizin takdiriniz. Siz yolunuza biz yolumuza!” Akabinde adımımızı attık. Afrin ondan sonra başladı. Cerablus ile El Bab, ondan sonra başladı. Biz DEAŞ’tan orayı temizledik. Afrin’i malum o terör örgütlerinden temizledik. Bunun için kimseden izin almadık. Biz sadece Suriye halkının davetine icabet ettik. Şimdi de İdlib’de Rusya ile olumlu şekilde bunun ilk adımını Sayın Putin ile biz Hamburg’daki G-20 zirvesinde konuştuk. Şu ana kadar neyi konuştuysak harita üzerinde aynı istikamette yolumuza devam ettik. Biz oradan herhangi bir sapma yapmadık. Sözümüz ne ise o sözümüzde durduk.

'ORTAK MÜCADELE'

- (Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile mücadelede Rusya ve İran’a bir strateji öneriyor musunuz?) Biz bunları Tahran zirvesinde konuştuk. Hangi terör örgütü olursa olsun bunlara karşı ortak mücadele yapalım. Bu ortak mücadelede bizim görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız var. Her üç tarafın dışişleri bakanları, savunma bakanları, istihbarat teşkilatları çalışmaları birlikte yapıyorlar, yapacaklar. Nerede tıkanırsanız biz devreye gireceğiz. Soçi ziyareti de bunlardan bir tanesidir. Davet gelmiştir, biz de davete icabetle gidiyoruz, orada bazı şeyleri konuşacağız, değerlendireceğiz.

17.9.2018 
 

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама