İş Bankası Rusya’da yükselişte. Genel Müdür Eraslan: "Sağlıklı büyüyoruz"
ÖZEL RÖPORTAJ// Rusya’da başarıyla faaliyet gösteren Türk bankaları içinde birisi çok farklı, çok özel. Çünkü o, 1924’te bizzat Atatürk’ün talimatıyla ve koyduğu sermayeyle kurulan bir banka: Türkiye İş Bankası. Bu yıl 90’ıncı yaşını kutlayan, Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu sonrası kurulan ilk milli bankası olan İş Bankası, üç yıl önce Rusya pazarına girdi. Bugün 4 şehirde 13 şubesiyle ve 300’e yakın çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Ve gözü yukarılarda.
İş Bankası’nın başında Rusya’da genç bir isim var: 45 yaşındaki Aziz Ferit Eraslan. Genel Müdür Eraslan, Rusya’da neredeyse 1,5 yılını geride bırakmış durumda. Küçük bir Rus bankasını satın alarak 327’nci sıradan girdikleri Rusya pazarında şu an 277’inci sıraya çıkan bankanın hedefi, önümüzdeki beş yıl içinde ilk 50’ye yaklaşmak. Eraslan, “Kurumsal yapımızı koruyarak sağlıklı bir büyüme için kolları sıvadık. Rusya’nın büyük potansiyelinden ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin yarattığı ivmeden pay almalıyız” diyor.
Ferit Eraslan’ın hayat yolu 1969’da İstanbul’da başlamış. “Karadenizli bir ailenin Gayrettepe’de, o bölgenin dut bahçeleriyle dolu olduğu yıllarında doğup büyümüş bir çocuğuyum” diyor. İstanbul’da Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, aslında mühendislik okumak isterken, üniversite sınavının azizliği ile kendini Ankara’da, ODTÜ Kamu Yönetimi’nde bulmuş. “Sporla haşır neşir olan, resim yapan, derslerde sadece ihtiyacım olduğu kadar not alan, yüksek not için hırs yapmayan bir öğrenciydim” diye hatırlıyor okul yıllarını. “Ankara’nın en güzel tarafı İstanbul’a dönüşleridir” sözüne uygun olarak, ilk iki yıl denizsiz, yaban Ankara’ya adapte olmakta zorlanmış. Ama sonra Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden ODTÜ’nün ortamına ve kamu yönetimi bölümüne ısınmaya başlamış. Yine de üniversite biter bitmez iş hayatına atılmak için soluğu İstanbul’da almış!
1991’de Ziraat Bankası’nın açtığı Bankacılık Okulu sınavını kazanmış. Bugün de Türkiye’de bankacılık sektörünü yöneten pek çok önemli ismi yetiştiren çok değerli bir okulda 9 ay boyunca işi öğrenme fırsatı bulmuş. 1992’de İş Bankası’nın açtığı müfettişlik sınavını kazanınca, hayat yolunda istikrarlı bir çizgiye ilk adımını atmış. Çünkü o günden beri, yani kesintisiz 22 yıldır İş Bankası mensubu.
1996 yılında Bankacılık ve Finans dalında MSc. yapmak için İskoçya’ya gitmiş ve bu sürede kendisini daha da geliştirme imkanı bulmuş. Master dönüşünden bir süre sonra İş Bankası’nda kariyer basamaklarını tırmanmaya başlamış. Muhasebe bölümünde adım adım yükselip, araya 4 yıl boyunca yatırımcı ilişkileri ile ilgili önemli sorumlulukları da sığdırıp, Moskova’ya gelmeden önce Bankanın 5,5 yıl boyunca eski adıyla Muhasebe, yeni adıyla Finansal Yönetim Bölüm Müdürlüğü’nü sürdürmüş. Gerisini Eraslan’dan dinleyelim:
“2007 yılında üstlendiğim Muhasebe Müdürlüğü görevimin ilk 2 yılında, bu görev öncesinde de sürdürdüğüm yatırımcı ilişkilerinden de sorumlu olduğum için, sık sık yapılan yorucu, aşırı iş gezileri sebebi ile çok yoğun bir tempoda çalıştım. Yatırımcı İlişkilerinin ayrı bir Bölüm haline dönüştürülme sürecini tamamladığımız 2009 yılından sonraki dönemde ise bankanın yeni ismi ile Finansal Yönetim Bölümü’nde artık 5 yıllık görev süremi doldurmuş ve profesyonel hayatımda bir değişiklik yapmam gerektiğini düşünmeye başlamıştım ki tam bu dönemde Rusya teklifi geldi. Ben profesyonel olarak bir pozisyonda ideal çalışma süresinin beş yıl olduğuna inanırım. Beş yıldan sonra iş büyük oranda rutine dönmeye başlar, heyecan azalır. Onun için, bir görev değişikliğinin iyi olacağını düşündüm. Üstelik bu deneyimi Rusya gibi çok önemli bir ülkede, İş Bankası’nın çok önemsediği yeni bir yapılanmada yaşamak isteği beni Moskova’ya getirdi.”
Aziz Ferit Eraslan, kendisi gibi İstanbul’da İş Bankası’nda yönetici olarak görev yapan eşinin de desteği ile, bugün 9 ve 6 yaşında olan iki çocuklarını alarak Ocak 2013’de Moskova’nın yolunu tutmuş. Gerçi eşi profesyonel hayata ara vermek zorunda kalmış ama, yeni bir ülkede yeni bir hayat deneyimi, hem kendisi hem de çocuklar için yararlı olacağından, buna itiraz etmemiş.
Eraslan, “Rusya pek çok açıdan Türkiye’ye, Avrupa’dan daha çok benziyor. Bence bir Türk’ün Rusya’ya uyum sağlaması, Almanya’ya uyum sağlamasından daha kolay” diyor. Çocukları evde Türkçe, okulda İngilizce konuşuyor, sokakta da yavaş yavaş Rusça öğrenmeye başlamışlar bile. Eraslan, “Rusya’da yaşamamızın meyvesini özellikle onlar Rusça öğrenerek toplamalı” diye ekliyor.
Eraslan’a göre Rusya’da iş yaparken en önemli sorun insan kaynağı. “Her sektörden yerli yabancı tüm şirketler için bu ortak bir sorun. Bunu iyileştirmeden iş yapmak mümkün değil” diyor. Rusya’nın özellikle son yıllarda, Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliğin de etkisiyle mevzuatta yaşadığı hızlı değişimleri çok olumlu buluyor, “Rusya uluslararası normlara hızla ayak uyduruyor. Bu konuda değişimi hissetmemek mümkün değil” diyor.
Türkiye-Rusya ilişkilerinin yarattığı büyük potansiyele dikkat çeken Eraslan, “Geçen yıl 32 milyar dolar olan ticaret hacminin bu sene 35 milyar doları bulması bekleniyor. 100 milyar dolarlık ticaret hedefini 7-8 yılda yakalamak da mümkün görünüyor. Bu potansiyel var” diyor.
İş Bankası Rusya’da ikinci yılını tamamlarken, “Kuruluş aşamasındaki doğal sıkıntıları hallettik. Şimdi İş Bankası’nın kurumsal kimliğine adapte olmuş, ama içinde çok daha rekabetçi unsurların da bulunduğu yeni bir yapıyla, sağlıklı bir büyüme hedefine ilerliyoruz” diye konuşuyor.
Rusya’da 327’inci büyük banka olarak faaliyete başlayan, şu an 277’nci sıraya gelen bankanın gelecek beş yılda ilk 50 bankaya yaklaşma hedefi var. Bu yılın ilk beş ayından aktiflerde yüzde 30, kredilerde yüzde 44’lük büyüme sağlanması da “sağlıklı gidişatın” habercileri.
Eraslan, Rusya pazarında en önemli faktörlerden birinin “güven” olduğunun, İş Bankası’nın müşterileri için bu güvenin teminatı sayıldığının altını çiziyor. Türkiye’yi her yıl ziyaret eden 4 milyonu aşkın Rusyalı turistin de büyük potansiyel yarattığını, o alanda da yeni projeler üzerinde çalıştıklarını belirtiyor. “Ruslar partnerlerine kolay güvenmiyor ama bir kez güven oluşunca da her şey halloluyor. Biz Atatürk’ün kurduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk milli bankasıyız. Dünyada İş Bankası’nın yanına en çok güven kavramı yakışıyor” diyor.
Bu söyleşi ilk kez KOMPAS-PUSULA dergisinde yayınlandı.
2.9.2014
Реклама