İsmail Boy yazdı: Gürcistan notları...
Türkrus.Com yazarı İsmail Boy'un yazısı: 2013 yılının son iş gezisini Tiflis'e yaptım. Uzun süredir Rusya ile dondurulmuş olan ilişkilerini yeni hükümet ile yumuşatmaya başlamışlar. Şehirde birçok Rus işadamı vardı ama Tiflis Havaalanı’nda beni karşılamaya gelecek olan şoförü beklerken yanıma yaklaşan birisi bana Rusça "Nado taksi vi Tibilisi?” (Şehire taksi lazım mi?) diye sorunca, 25 yıllık Rusya deneyimim sonunda acaba, bende bazı fizyolojik değişiklikler olup, Ruslaşmaya mı başladım diye düşündüm...
Rusya bir süre için Gürcistan ile küs kalmış olsa dahi, Rus kültüründeki Gürcistan’in etkisini kimse yabana atamaz. Günümüz Rusyası’ndaki içki masalarında yaşayan “Tamada” geleneği ve o kaldırılan her kadehte “Tost” olarak söylenilen ayrı ayrı hikayeler ritüeli de Gurcistan’da doğmuştur. Gürcülerin çok zengin kültürlerine, bir de insanının hoş sohbetini katınca "yeme de yanında yat" dedikleri türden bir ilişki çıkıyor ortaya.
Bir rivayete göre, Tanrı insanlara dünya üzerindeki topraklarını pay etmek için huzuruna çağırdığında, Gürcüler yemek masasındaki hoş sohbete dalıp tanrının bu davetini unutmuşlar. Sohbet bittiğinde bir de bakmışlar ki dünyadaki bütün yerler kapılmış ve Gürcüler açıkta kalmış. Hemen Tanrının huzuruna çıkıp kendileri için de yer talep etmişler. Tanrı onlara yeryüzündeki bütün toprakları dağıttığını ama "Kendi kafasını dinlemek için dünyanın bir köşesinde kendisine ayırmış olduğu bir yeri bulunduğunu ve burayı sohbet etmesini seven bu insanlara verebileceğini söylemiş." İşte bugünkü Gürcistan sınırları içindeki topraklar Tanrı’nın kendisine tatil için ayırdığı o topraklarmış... Yemyeşil asma bağları arasına kurulduğu için de şarapçılık Gürcistan’in en önemli özelliklerinden biri olmuştur. Öyle ki, her ev bir şarap mahzeni, her Gürcü de bir degustatordur. Konu şarap olunca bir ilginç Gürcü geleneğinden bahsetmek gerekir. Gurcistan’da her evde yeni doğan çocuk şerefine koca bir küp dolusu taze şarap yapılır ve toprağa gömülürmüş. O çocuk büyüyüp evlenip düğün yapıncaya kadar da toprağın altında saklanırmış. Düğün günü gelip çattığında o küp şarap topraktan çıkartılıp düğüne gelen misafirlere ikram edilirmiş...
Bildiğim kadarıyla Gürcü sofralarında içki içilirken yaklaşık 33 adet değişik tost söylenebiliyormuş. Hani şu ilki; kadeh tanışmanın şerefine, ikincisi; ailenin şerefine, üçüncüsü; sevdiklerimizin şerefine, v.s diye kaldırılan kadehler var ya…Demek ki Gürcü erkeği 33 kadehe kadar sarhoş olmadan ayakta durabiliyor ve tostunu söyleyebiliyor…
Gürcü erkeği iyi şarap içip, güzel sohbet edip, etrafına neşe saçarken Gürcü kadını ne yapar? Gürcü kadını kelimenin tam anlamıyla bir sihirbazdir. Önceden haber vermeden, apansızın bir Gürcü evine misafir gidin, maddi durumu hiç önemli değil, fakir bir ev kadını bile birkaç dakika içinde size, gözlerinize inanamayacağınız güzellikte bir sofra donativerir . “ A be kadın! Nasıl ve ne zaman hazırladın bu kadar yiyeceği? Nereden buldun bu sofradakileri, hangi parayla aldın?” bunların hiçbirinin önemi yoktur. Gürcü kadın kendisine önceden haber verilmediği için sitem etmeden ve de asla üşenmeden ve de kocasından zerre kadar şikayet etmeden evine gelen misafirin önünde eşini gururlandıracak bir ev sahipliği örneğini sunmaktan kaçınmaz. Kısaca söylemek gerekirse Gürcü kadınları Kafkasların “Geysa”sıdır demek fazla bir abartı olmaz sanırım.
Yılın bu son yazısında hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu yeni yıllar olsun. Evleriniz de Gürcü evleri gibi bol bereketli olsun....
26.12.2013
Реклама