Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANALİZ

Moskova'dan yorumlar: “Rusya Erdoğan için amaç değil, Batı’yla pazarlık aracı”

“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretini ve Putin ile nazik diyaloğunu büyük bir dostluğun başlangıcı olarak kabul etmemek gerek.” Bu yorum Rusyalı politolog Karina Gevoryan’a ait. Ridus.ru sitesindeki değerlendirmesinde Gevoryan, “Rusya, Erdoğan için amaç değil araç” yorumunu yaptı.

Erdoğan’ın dostluk mesajlarına karşın Putin’in söylemlerinde daha temkinli olduğu tespitinde bulunan Rusyalı uzman, “Putin’in Erdoğan ile görüşmesinden önce Bakü’ye gitmiş olması, Moskova’nın jeopolitik aktifliğine işaret ediyor. Devlet başkanı olarak Putin’in Erdoğan ile insani bir diyalog kurması anlaşılır, ancak bunun Erdoğan ile yakınlaşma olmadığının altını çiziyorum. Putin bunu, Rusya’nın jeopolitik çıkarları için yapıyor” ifadesinde bulundu. 

Erdoğan’ın da dostluk mesajlarının bu şekilde yorumlanması gerektiğini savunan Gevoryan, “Rusya, Erdoğan için amaç değil, ABD ve Avrupa ile pazarlık için bir araç. Türk lider bugün çok zor durumda. Dost olmayan komşularla çevrili. Rusya’nın Türkiye’yi koruyamayacağı açık. Dolayısıyla Erdoğan NATO’dan ne olursa olsun çıkmayacak. Ayrıca Türkiye ekonomisi küresel mali sisteme çok ciddi şekilde bağımlı. Rusya’nın yaptırımları Türkiye’ye ciddi olumsuz etkide bulundu, ancak bu çok kritik değildi. Ama eğer Türkiye’den Batı yatırımları çıkarsa, ülke ekonomisi çökebilir” değerlendirmesini yaptı.
 
'Rus ayısıyla Anadolu kaplanının yakınlaşması'

Bu arada gazeteci Nigar Hacızade, görüşmenin yankılarının Rus medyasında nasıl görüldüğünü Al Jazeera için derledi. 
 
“İstanbul’u yok etmek çok kolay; Boğaz’a bir atom bombası atmak yeterli. Sular 10-15 metre yükselecek ve 9 milyon insanın yaşadığı şehri yok edecek.” Rusya’daki Liberal Demokrat Parti lideri Vladimir Jirinovski, Türkiye’nin 24 Kasım’da bir Rus uçağını vurarak düşürmesinden üç gün sonra, “Rusya’nın bir numaralı düşmanı” hakkında böyle diyordu.

Yaklaşık 7 ay sonra, mektup diplomasisi ile ilişkilerin düzelmeye başlayacağı resmen belli olduğunda “Türkiye bize Belarus ve Ermenistan’dan bile yakın olacak” açıklamasında bulunan Jirinovski, son olarak Putin-Erdoğan görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Recep Tayyip Erdoğan’dan “vatansever, ülkesini kalkındırmayı amaçlayan olağanüstü bir cumhurbaşkanı” olarak söz etti, ilişkilerin düzelmesi için devlet adamlarına öneriler gönderdiğini belirtti.

Sivri çıkışlarıyla Rusya gündemini her daim meşgul eden Jirinovski’nin söylemindeki topyekun değişim uç bir örnek olsa da, Rusya’da siyasetin ve siyaseti takip eden medyanın değişimini aslında bire bir yansıtıyor.

‘Dün dündür, bugün bugündür’

 Türkiye karşıtı haberlerin yerini büyük ölçüde “Türkiye ve Rusya’nın birbirileri için önemi“ konulu haberlerin aldığı Rusya medyasında, değişime temel sağlayan bir numaralı düstur reelpolitiğin kaçınılmazlığı. Siyasette dost ve düşmanların sürekli değişebileceği, milletin ve devletin çıkarlarının öncelikli olduğu anlayışı birçok analizin anafikri.

Hükümete yakın yayın yapan Kommersant gazetesi, Putin-Erdoğan görüşmesinden bir gün önce yayınladığı bir makalede, “Düşmanlar neden bu kadar çabuk dost oldu ?” sorusuna cevap arıyordu. Görüşü alınan milletvekilleri ve kanaat önderlerinin ortak noktası, durumu reel politikle açıkladı. Devletin Sivil Toplum ve İnsan Hakları Konseyi başkanı Maksim Şevçenko, “Siyasette dost düşman olmaz, sadece devletin ve milletin çıkarları olur. Her iki tarafta da ilişkilerin bozulması için çalışanlar oldu” derken, Rus Meclisi Duma’nın Kültür Komisyonu başkanı Yevgeni Gerasimov, ‘Bugün düşman yarın dost olabilir, bu diplomasi sanatının parçası’ yorumunda bulunuyor.

Rus medyası ve kamuoyunda Türkiye’nin neden Rusya’ya el uzattığı konusunda fikir birliği var. Kommersant’a konuşan milletvekili Vyaçeslav Nikonov, “Komşularla dostluk içinde yaşamak daha iyi. Bize ortaklık eli uzatılırsa o eli tutarız. Erdoğan elini uzattı, biz de tutuyoruz. Ortak tehditlerin de etkisi var. Bir şeyin yanında veya karşısında durularak dostluk olabilir, Türkiye ile iki türlü de dostuz” diyor. Kinotavr festivalinin direktörü Mark Rudenşteyn ise şunu söylüyor;

“Her şey çıkarlarla ilgili, dostluk düşmanlık bir devran şeklinde yaşanıyor. Türkler bizimle bir hesap içinde, ABD’ye diyorlar ki Gülen’i vermezseniz Ruslarla dost oluruz, verirseniz olmayız.”

‘Batının korktuğu yakınlaşma’

 Analistler, Türkiye’nin Rusya’yı Batı’ya karşı bir denge unsuru olarak kullandığının farkında. Zaten Rusya’nın Batı’ya karşı en büyük kozlarından biri de Batı’nın sırt çevirdiği veya Batı’dan sırt çeviren ülkeleri etki alanına alabilmek. Rusya’nin İngilizce yayın yapan en büyük gazetesi Moscow Times’da yayınlanan bir makaleye göre, Ankara’nın Kremlin’le yakınlaşmasında kritik faktör ABD’ye yönelik kızgınlığın giderek artması.

Gazetenin konuştuğu dış politika analisti Dimitri Suslov, Erdoğan’ın politikasında “kuvvetli bir şantaj unsuru olduğunu” söylüyor:

“Türkiye’nin Batı’yla ilişkileri, darbe girişiminin çok öncesinden kötüye gitmeye başlamıştı. Türkiye Rus jetini düşürdüğünde NATO’nun tam desteğini bekledi ama böyle bir destek hiç gelmedi. Rusya krizinde bu desteğin eksikliği Erdoğan için temel bir noktaydı.”

Türkiye’de olduğu gibi, Rusya’da da dünyanın, özellikle de Batı’nın Putin-Erdoğan görüşmesini nasıl gördüğü takip ediliyor. Devlet ajansı RIA Novosti, New York Times, Washington Post, Financial Times, BBC gibi yayınların her birinin tepkilerini ayrı ayrı haberleştirirken, “Batı medyası görüşmeyi Batı’ya bir işaret olarak yorumladı” dedi. Washington Post’un ‘Türkiye NATO’dan uzaklaşıyor’ yorumu, Financial Times’ın ‘Putin-Erdoğan görüşmesi Batı’yı endişelendiriyor’ haberi, Rus medyasının dikkatini çeken yorumlar arasındaydı. Kommersant, “Rus ayısıyla Anadolu kaplanının yakınlaşması” başlıklı haberde New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, the Guardian, the Independent’tan alıntılar yaparak Batılı medyada yakınlaşmanın AB ve NATO için tehdit gibi algıladığını söylerken, İranlı İtimad gazetesinin “stratejik işbirliği” yorumunu bir tezat olarak ekledi.

Rusya’nın en büyük muhalif yayınlarından Novaya Gazeta’da yazan Aleksandr Çursin, Ermeni Soykırımını mecliste tanıyan Almanya’ya karşı soğuk savaş ilen eden ve tüm Avrupa Birliği’ni karşısına alan Erdoğan’ın müttefiklere ihtiyaç duyduğunu söylüyor. İki senedir yaptırımlar altında yaşayan ve siyasi elitleri uluslaratası kamuoyundan soyutlanan Rusya’nın bu role mükemmelen uyduğunu yazan Çursin’e göre, her iki ülkedeki Batı karşıtı hissiyat onları birbirine yaklaştırıyor. Yine muhalif Slon sitesi de, Putin-Erdoğan görüşmesini ‘küskünlerin ittifakı’ olarak tanımlıyor.

Erdoğan’ın güleryüzlü fotoğraflarının giderek daha çok görüldüğü Sputnik’in attığı “Batı’nın kabusu: Putin ve Erdoğan yeniden dost” başlığının da işaret ettiği gibi, Rusya-Türkiye yakınlaşmasının Batı’ya mesaj olduğu her kesimden kabul gören bir analiz. Avrupa’nın bu yakınlaşmadan korkup korkmadığı konusundaki kanı ise yorumcuların siyasi duruşuna göre değişiyor."


12.8.2016

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама