Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

Al Jazeera'den yorum: "Rusya’nın Suriye politikasında yeni gelişme: Uyum"

Rusya’nın Suriye politikasında ciddi bir hareketlilik göze çarpıyor. Peki bu girişimde yeni olan ne? ABD, Rusya ve İran’ın yanında mı? Suriyeli yazar Ömer Kuş Al Jazeera için yazdı: "Rus siyasetçiler, son dönemde Suriye konulu diplomasi trafiğini sıklaştırdı. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Putin’in Suriye Özel Temsilcisi de bu çerçevede birçok görüşme ve ziyaret gerçekleştirdi. Gerek Suriye Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) gerek Kahire Konferansı Komitesi adıyla bilinen iç muhalefetin Moskova’ya yaptığı ziyaretler de bu kapsamda düşünülebilir.

Rusya’nın son dönemdeki bu yoğun çabaları akla bazı soru işaretlerini getiriyor.

“Rus politikasını şekillendiren uzmanlar tüm Ortadoğu ülkelerini tek bir Doğu kalıbına sokuyor. Oysa Doğu’yu anlamıyor, bölgeye uzaktan bakan bir oryantalist gözüyle
yaklaşıyorlar.”

Moskova’nın bu aktif rolünün ardında bölgesel ve küresel gelişmeler mi var? ABD’nin Suriye konusunda sahayı Rusya ve İran’a bırakması, İran’ın Batı ile anlaşmasının bir sonucu mu? Suudi Arabistan, Tahran-Washington yakınlaşması karşılığında mı Rusya’ya yöneldi?

Rusya’nın planı

Aslında Rusların bu son hamlelerinde öncekilere oranla yeni ya da farklı herhangi bir şey yok. Rusya’nın girişimleri, Suriye’de oynamak istediği başrol hedefiyle örtüşmüyor.

Hayret verici olan nokta şu: Rus siyasetçiler Suriye krizini SMDK ya da Kahire Konferansı Komitesi’nden sahada karşılığı olmayan heyetlerle görüşerek, Moskova’da ya da
Cenevre’de konferans ve toplantılar düzenleyerek çözemeyeceklerini hâlâ anlamadı.

Bütün bunlar devrimin başlangıcından tam 5 yıl sonra, küresel ve bölgesel çıkarların çarpıştığı, açık ve yıkıcı bir savaşın içinde sıkışıp kalan Suriyelileri kurtaracak gerçek bir inisiyatif yokken gerçekleşiyor.

Anlaşılan o ki, Ruslar Suriyeli muhaliflerle yaptıkları tüm görüşmelerde şu mesajı vermek istiyor: Esed’in gitmesi bir ön şart olarak öne sürülemeyecek. Yani müzakereler artık Cenevre Bildirgesi’ne dayalı olmayacak.

Çünkü Ruslar için öncelikli konu, hem bölgede hem de dünyada ciddi bir tehlike haline gelmeye başlayan terörle mücadele. Rusların o görüşmelerde söylemedikleri şey ise, o terörün yakında Rusya Federasyonu Devletleri’ne, özellikle de Kafkasya’ya ulaşma ihtimali.

Peki, Rusya bu politikaları neye göre belirliyor? Anlaşılan o ki, Rus politikasını şekillendiren uzmanlar tüm Ortadoğu ülkelerini tek bir Doğu kalıbına sokuyor. Oysa Doğu’yu anlamıyor, bölgeye uzaktan bakan bir oryantalist gözüyle yaklaşıyorlar. Sovyet döneminde de Ortadoğu’ya bakış aynıydı.

Rus siyasetçiler, rejimin muhaliflerle ‘teröre karşı’ aynı safta yer alabileceğini öngören hayalci bir vizyonun esiri olmaya devam ediyor. Bu vizyonun gerçekleşebilmesi için önce sipariş üzerine kendilerine uygun bir muhalefet oluşturmaları, ardından da rejimle bu muhalefeti bir araya getirebileceklerini ispatlamaları gerekiyor. Yani önce Esed’le müzakere masasına oturmayı kabul edecek bir muhalefet bulunması gerekiyor ki, bu muhalefet Esed’le ittifak kurabilsin.

“Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in IŞİD’in ortaya çıkmasına ve bu denli büyümesine katkısı oldu. Ona karşı hiçbir ciddi mücadelesi de olmadı.”

Bu müzakere ile ittifak süreçlerinin arasında tabii ki yönetimin paylaştırılacağı bir geçici sürecin de olması gerekiyor. Bu ‘hayali uzlaşmayı’ gerçekleştirebilmek için Rusya’nın yapması gereken üç şey var: 1. Bölgede önceliğin terörle mücadele olduğunu herkese kabul ettirmek; 2. Planlarına Körfez ülkelerini, özellikle de Suudi Arabistan’ı dahil edebilmek; 3. Bütün bunları ABD ile koordinasyon ile gerçekleştirmek.

Peki yeni olan ne?

Kremlin’dekiler terörle mücadeleyi artık slogan haline getiren Suudi Arabistan’ı planlarına dahil etmek zorunda olduklarının farkında. Sergey Lavrov’un Suudi mevkidaşı Adil Cübeyr ile bir aydan kısa bir süre içinde iki kez görüşmesini ve Suudi Savunma Bakanı’nın Moskova ziyaretini de Rusya-Suudi Arabistan yakınlaşmasının birer neticesi olarak değerlendirmek gerekiyor.

Rusya, bu yakınlaşmanın Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Moskova ziyareti ile taçlanmasını ve Suriye’deki siyasi çözümle ilgili olarak Rusya ile Suudi Arabistan arasında varılabilecek bir anlaşmaya katkısının olmasını umuyor.

Moskova'ya göre, IŞİD ve benzeri örgütler tüm bölge ve dünya açısından bir tehlike. Lavrov’un bu bağlamdaki ‘Tüm bölge ülkeleri ve güçleri terör tehlikesiyle karşı karşıya’ sözleri hafızalarda.

Ancak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in IŞİD’in ortaya çıkmasına ve bu denli büyümesine katkısı oldu. Ona karşı hiçbir ciddi mücadelesi de olmadı. İran rejimi ise IŞİD sayesinde bölgeye bir giriş kapısı buldu. Üstelik IŞİD İran’a yönelik bir tehlike de değildi.

Moskova, temaslarında Rusya’nın Suriye’ye yönelik tavrında içerik ve hedefler açısından bir değişiklik olmadığını ortaya koydu. Rus Dışişleri Bakanı, Kahire Konferansı Komitesi ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı konuşmada, tavırlarında yeni olan şeyi açıkladı: ‘Suriye’deki durumun bu şekilde sürmesinin kabul edilemez olduğu konusunda mutabakat”.

Bu mutabakat, Lavrov’un elinde yeni bir şey olmadığı anlamına geliyor. Lavrov daha önce de Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın çabaları çerçevesinde ve Cenevre’ye dayalı bir çözüme ulaşmak için çalışmaların artırılması gerektiğini söylemişti. Burada yeni bir şey yok. Fakat Lavrov’un asıl önemli sözleri şunlar: “Suriye’nin bütünlüğü ve geleceğinin korunması için muhalefetin saflarını birleştirmek gerekiyor”.

Zira Rus siyasetçiler ‘Suriye’ derken, halktan ziyade Suriye rejimini kasteder.

Ruslar, Suriye kozunu elinde tutmaya çalışıyor. Moskova 3 veya Cenevre 3 adı altında yeni bir müzakere süreci hazırlamanın peşindeler. Bunun için de ‘Böyle bir sürecin yeni ufuklar açabileceği ve Suriyeliler için karanlık tünelden çıkış umudu yaratılabileceği’ prensibinden yola çıkıyorlar.

“Rusya ile İran arasında Esed’in görevde kalmasını sağlamak, hatta kendisini tüm alanlarda savunmak konusunda genel bir kabul ve işbirliği var.”

ABD ile Rusya bu planda uzlaştı mı?

Rusya ile ABD’nin öncelikleri mevcut uyum imajına, karşılıklı gülümsemelere ve gidip gelmelere rağmen farklı.

Zira Rusya, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye rejimi ve muhalefetinin, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye’nin de müdahil olduğu, uluslararası ve bölgesel terörle mücadele edecek bir koalisyon fikrini pazarlamaya çalışıyor. Bu koalisyonu ilgili ülkelerin bakanlarıyla yapacağı toplantılarda anlatmaya ve onları ikna etmeye çalışacak.
ABD ise her ne kadar bu projenin Esed rejimini parlatıp terörle mücadele adı altında rejime yeniden meşruiyet kazandırma amaçlı olduğu görüşünde olsa da biraz esneklik göstermeye başladı.

Rusya ile İran arasında Esed’in görevde kalmasını sağlamak, hatta kendisini tüm alanlarda savunmak konusunda genel bir kabul ve işbirliği var. Dolayısıyla bazılarının dile getirdiği gibi Rusya’nın Esed konusundaki tavrında herhangi bir esneme yok. Zira Lavrov, İranlı mevkidaşı Cevad Zarif’le görüşmesinde, “Müzakerelere başlanması için Esed’in gitmesi ön şart olamaz” açıklamasıyla bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu.

Hem Rusya hem de İran, Esed rejimi ile muhaliflerin beraberce görev alacağı bir hükümet öneriyor. İranlı siyasetçiler, Suriye’de uluslararası gözlemcilerin denetiminde bir parlamento seçimi yapılması gerektiğini dile getiriyorlar. Tabii uluslararası gözlemcilerden kasıtları, İran ve Rusya başta olmak üzere başka ülkelerin gözlemcileri… Böylelikle bu seçimi ‘Esed’in vesayeti altında’ bir siyasi çözüme giriş olarak yapmayı planlıyorlar.

İran Molla rejiminin, ‘Esed’in vesayeti altında’ bir seçim önerisi getirmesinin amacı, geçici süreçte tüm yetkilere sahip bir yönetim fikrini ortadan kaldırmak. İran en baştan beri reddettiği Cenevre Bildirgesi’ni bypass etmek amacıyla dört maddelik alternatif bir yol haritası öneriyor. İran’ın inisiyatifindeki maddeler şöyle: Ateşkes, ulusal birlik hükümeti, etnik ve azınlık haklarını koruyacak şekilde bir anayasa değişikliği ve parlamento seçimleri.

Ancak anayasa değişikliği ile ilgili madde şüpheli. Zira Molla rejimi, Batı ile imzaladıkları nükleer anlaşmasının ardından, kendisinin bölgede bir siyasi çözüm arayışında olduğunu göstermek istiyor. İran, Suriye krizinin en başından beri, rejimin halkın çoğuna karşı bir savaş yürüttüğünü, askeri çözümde ısrarcı olduğunu, halkın iradesini kırmak ve ülkenin geri kalanını yok etmek için her gün daha çok Devrim Muhafızları mensubu ve Hizbullah milisini Suriye’ye göndermeyi sürdürdüğünü dünyaya unutturmak istiyor.

Bütün bunlara rağmen, Rusya’nın hamleleri ile Mistura’nın çabalarının en önemli amacı, ABD’nin de rızasını alarak, İran’ı Suriye’deki çözüme dahil etmek, hatta ana aktör haline getirmek.

Tüm bu girişimler, Cenevre’yi bypass etmeyi ve Esed’in gitmesi yerine IŞİD’e karşı mücadele amacıyla çabaların birleştirilmesini hedefliyor. Bu yüzden de Moskova, Esed’in IŞİD’e karşı mücadeleye dahil edilmesi için bir süre daha iktidarda kalması gerektiğinden söz ediyor. ABD ise buna karşı sessiz. Bu şüphe verici sessizlik, gizli bir kabulü içeriyor.

İran nükleer anlaşmasının ardından, Obama’nın Putin’e teşekkür etmesine sebep olan Rusya’nın sürece katkısı, iki ülke arasında yeni bir dil (diyalog) doğurmuşa benziyor.
Bu uyum dili, ABD’nin borcunu ödemesi suretiyle somut bir sonuç verebilir, ABD yönetimi Suriye konusunda sahayı Rus oyunculara bırakabilir. Anlaşılan o ki, Suriyeliler için tünelin sonu hâlâ karanlık.

Ömer Kuş, Suriyeli yazar ve araştırmacı. Halep Üniversitesi Fizik Bilimleri Fakültesi'nden mezun oldu. Arap basınında periyodik olarak yazıları yayımlanan Kuş'un 'Yeni İmparatorluk: Kavramların Değişmesi ve Hakların Farklılığı', 'Modern Eleştirisel Eğilimler', 'Amerikan Radikalizmi' ve 'Irak Savaşı ve Geleceğin İpotekleri' adlı kitapları bulunuyor.

1.9.2015


Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама